Ağlanacak halimize...

Okurlarımız Merve Kocadüz ve Emel Şenyer de pek çok izleyici gibi kadına şiddetin bir güldürü malzemesi olarak fütursuzca kullanılmasından şikayetçi. Şenyer'in satırları her şeyi özetliyor:
"Sayın Yüksel Aytuğ; çok sevdiğim bir dizi olan Alemin Kıralı'nı bugünden itibaren veto etmem ve sebebi ile ilgili yazımı sayfanızda paylaşmanızı önemle rica ediyorum.
Kubat rolünde eşini döven bir karakter var. Bu şahıs eve kuma getirip karısına 'Artık seni değil, onu döveceğim' diyor. Bütün gece onu dövüyor, karısı sabah uyanıyor, bakıyor ki kocası hâlâ bu kadını dövüyor. 'Uyumadın mı?' diye soruyor. Adamın cevabı, 'O kadar güzel dayak yiyor ki doyamadım, uyku uyuyamadım' oluyor.
Kadının kolundaki bilezikleri gören Nihale 'Ona bilezik mi aldın?' diye sorunca Kubat 'Bu kadar güzel dayak yiyene bilezik alınmaz mı?' diye cevap veriyor. Pabucunun dama atıldığını anlayan(!) Nihale 'Niye artık başkasını dövüyor?' düşüncesiyle resmen üzülüyor. Benim de sinirlerim zıplıyor. 'Dayak da ne güzel, ne anlamlı, ne kıymetliymiş. Bak kocanıza sizi dövmesine müsaade etmez, hayıflanırsanız başkalarını döver, siz de ah nerede o eski dayak yediğim mutlu günler dersiniz ama çok geç olur' dememizi mi bekliyorlar acaba?
'Kadına şiddete hayır' diye bas bas bağırırken böyle bir konu işleyen yapımcıları esefle kınıyorum ve hayalimde onları dövüyorum. Belli ki çok canları çekmiş... İyi günler ve meslek hayatınızda başarılar..."