Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Perdede ters köşe

Hakkındaki kötü eleştirileri okuyunca, Monako Prensesi Grace filmine ilgim daha da arttı ve hafta sonu sinemanın yolunu tuttum. Tahmin ettiğim gibi, bir kez daha film eleştirmenlerinin beğenmediği bir filmi çok beğendim...
Film, izleyenleri ters köşeye yatırıyor. Bir Hollywood yıldızının, prenses olup saraya kurulmasını, sonra da trafik kazasında can vermesini 'masal tadında' izlemeye hazırlananları büyük bir sürpriz bekliyor. Filmde ne o şaşaalı düğün, ne Grace'in büyüleyici zarafeti, ne de masal var. Hatta, Grace Kelly'nin dramatik ölümü bile yok...
Peki ya ne var? Pek çok kimsenin varlığından haberdar bile olmadığı şekilde, Grace Kelly'nin küçük Monaco ülkesini, yaptığı tek bir konuşma ile diktatör Charles De Gaulle'ün elinden kurtarıp özgürlüğüne kavuşturması var. Belli ki eleştirmenler de aynı klasik beklentinin kurbanı olmuş...
Uluslararası ilişkiler ve politikadan hoşlanmayanlar, onun yerine magazinel bir prenses hikayesi bekleyenler için film sıkıcı olabilir. Ama alt metni ve mesajı çok kuvvetli. Yönetmen Olivier Dohan'ın bunu seyirciye anlatma biçimi de etkileyici.
Nicole Kidman, eleştirmenlerden nasıl düşük not aldı, doğrusu anlamak mümkün değil.
'Prensesi oynamakta zorlanan bir oyuncuyu oynamak' kolay mı sanıyorsunuz? Üstelik bunu çoğu zaman sadece gözlerle anlatmak... Bence Nicole'a büyük haksızlık yapılıyor. Tim Roth da Prens 3. Rainer rolünde son derece başarılı. Filmi, 'Pamuk Prenses' masallarından sıkılanlara şiddetle öneririm...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA