Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ben Mehmet Topal’a inanıyorum

Üzerinden bir haftadan fazla süre geçti, yazmadım.
Bekledim ki sular biraz durulsun, toz duman yatışsın. Fenerbahçeli futbolcu Mehmet Topal, derdini kendi anlatsın.
Ama o çok kısa bir açıklama ile yetindi. Yani sustu. Ben kaleme davrandım...
Hemen söylemeliyim ki bu bir futbol yorum yazısı değildir.
Köşemizde televizyon ve magazin konularını okumaya alışkın okurlarımızın bir bölümünün futbolla pek ilgili olmadığını düşünerek öncelikle geçen hafta yaşanan olayı anlatmalıyım:
Fenerbahçe, Osmanlıspor ile oynuyor. Son dakikalara golsüz beraberlikle giriliyor.
Sonra bir korner. Top önce Mehmet Topal'ın sağ eliyle buluşuyor. Sonra Topal, ayağıyla fileleri buluyor. Bana göre açık bir elle oynama. Yani golün iptal edilmesi gerekiyor.
Ama hakem golü veriyor.
O sırada Mehmet'e bakıyorum.
Ekrandan görebildiğim kadar, gözlerinin içine, vücut diline... Çünkü onu seviyorum. Futbolculuğundan önce kişiliğini. Bu sütunlarda hayırseverliğinden ve dürüstlüğünden dem vuran bir yazı kaleme almıştım. Ertesi gün aramış, teşekkür etmişti. Onda kirlenmemiş, saf Anadolu delikanlısında olması gereken tüm özellikleri bir arada bulmuştum.
İşte o yüzden golden sonra dikkat kesilmiştim.
Mehmet'in fazla sevinmediğini gördüm. Yüzü bile gülmüyordu. Adeta beyni ile birlikte tüm vücuduna kramp girmiş, kaskatı kesilmişti. Anladım ki, o da mantığı ile vicdanı arasında 'arafta' kalmıştı.
Bekledim ki; hakeme gitsin, 'Hocam ben topu elle düzelttim, siz görmediniz.
Bu golü iptal edin. Ben hak yiyemem' desin. Ama yapmadı. Belki de yapamadı.
Yapamamasının sebebini düşündüm.
Onun karakterindeki bir futbolcu, hak yiyemezdi gerçekten. Her şeyden önce içinde derin bir Allah korkusu olduğundan emindim çünkü.
Peki ya o zaman?
İki ihtimal vardı: Birincisi, hepimizin zaman zaman yaşadığı bir 'idrak tutulmasına' yakalanmıştı. Hani şu sokak deyimiyle 'kal geldi' denilen türden. İkincisi, pozisyonun sıcaklığı ile eline temas eden topun farkına varmamıştı.
Sebebi her ne olursa olsun, ben Mehmet'in vicdanen 'topalladığına' inanmıyorum.
Düşündü, taşındı ve kendine göre 'doğru olanı' yaptı.
Zira karakteri, başkasına izin vermez, iyi biliyorum. Nitekim, o pozisyonu değerlendirirken, "Elimle kontrol etmedim; top elime çarptı. Elimle kontrol etseydim Allah'a yemin olsun hakeme söylerdim ama hakem olsam bu golü vermezdim" dedi.
Onu kalemleri ile recmetmeye kalkışanlara gelince...
Lütfen ilk taşı, günahsız olanınız atsın!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA