Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Yaşasın TEKNOFEST gençliği!..

Böyle bağırmak istedim Bandırma Füze Okulu filminden çıktığımda... Bilinen, bilinmeyen, takdir edilen, gölgede kalan, engellenen, teşvik edilen tüm geç mucitlerimize kocaman bir teşekkür ve dua koptu içimden.
Yapımcı Mustafa Uslu beyazperdede bir tarih kitabı yazıyor. Ayla, Kesişme: İyi ki Varsın Eren, Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu, Türk İşi Dondurma, Müslüm... Her filmi, ülkemizin bazen gizli kalmış, bazen gün yüzüne çıkmayı başarmış üstün insanlarını, olaylarını nakış gibi film karelerine işleyip, yüreklerimize dokunuyor. Bu kez de 1957 yılının Bandırma'sında hayatlarını füze yapıp. uzaya çıkmaya adayan bir grup gencin hikayesini indirmiş arşivlerin tozlu raflarından... (Bu arada filmi destekleyen TRT de alkışı sonuna kadar hak ediyor)



Uzayın "Feza" olduğu yıllar... Haber bültenlerine "Ajans" denildiği, gençlerin ideal sahibi olduğu, aşıkların el ele tutuştuğunda yanaklarının kızardığı günler... Çocukların okulunda onların bu uğraşlarını ciddiye almayan, hatta engellemeye çalışan bir okul müdürü (Anti-Mahmut Hoca) ve her olaydan siyasi menfaat damıtmaya çalışan bir belediye başkanı var. Bir de kendine gazeteci süsü veren ama asıl görevi gençlerin uzayla ilgili bu atılımını imha etmeye çalışan bir ABD'li gazeteci. Neyse ki, gençleri destekleyenler de var. Bilime yakın duran, gençlerin yüreğine umut aşılamak için birbirleriyle yarışan Bandırma halkı, onlara "dişinden tırnağından arttırdıklarıyla" destek olan yüce gönüllü insanlar, (Filmi izleyenler bu "dişinden tırnağından" lafının mecaz olmadığını biliyor) vicdanlı bir üs komutanı ve idealist bir fizik öğretmeni de var. Hikaye, "İcat çıkarmayın başımıza" diyenlere de bir gönderme. Ayrıca genç beyinlerimizin nasıl tarihi eser gibi yurt dışına kaçırıldığının, "Siz uğraşmayın biz yaparız" diyen ve sonra da bizi kendilerine muhtaç hale getiren emperyalistlerin Türkiye'nin geleceğine nasıl ipotek koyduklarının da belgesi niteliğinde.
Daha 30'lu yıllarda istikbalin göklerde olduğunu kavrayan Atatürk'ün Feza ve Kozmoğrafya adıyla bir kitap yazdırdığını da bu film sayesinde öğrendim. Tekrar hatırlatırım, 30'lu yıllar... Şu ileri görüşlülüğe bakar mısınız?
Filmin, 560 kilometre menzilli ilk balistik füzemiz Tayfun'un başarıyla denendiği haftaya denk gelmesi ne güzel, ne anlamlı bir tesadüf. O günlerde engellenen gençlerimiz bunu başarmıştı. Bugün devlet tarafından teşvik edilen Teknofest gençliği neler başaracak, düşünebiliyor musunuz?
Teoman'ın bu film için özel olarak seslendirdiği İnleyen Nağmeler yorumuna ise bayıldım. Teoman'a naçizane tavsiyem, tembelliği bırakıp bir Türk Sanat Müziği albümü için stüdyoya girmesi.
Gelelim filmde hoşuma gitmeyen tek ayrıntıya:
Dekorlar, kostümler, efektler çok başarılıydı. Ama aynı özen ne yazık ki o dönemin konuşma diline yeterince yansımamıştı. Diyaloglar arasında geçen "O iş bende", "İyi ki varsın", "Hademelik benim hobim" gibi günümüze özgü konuşma biçimleri beni zaman zaman daldığım masaldan uyandırıp, günümüze döndürdü.

Kendime sinema kapattım (!)
Galasına katılamadığım Bandırma Füze Kulübü filmini sinemada izleyebilmek için pazartesi günü TİM salonlarının yolunu tuttum. Gişedeki görevliye bir bilet istediğimi söyleyince, "Tek kişiye gösterim yapamıyoruz. Ama dilerseniz iki bilet alıp filmi seyredebilirsiniz" dedi. Tereddüt bile etmeden iki bilet alıp, sinemayı "kendi özel gösterimim için" kapattım.



Ama filmi izledikten sonra o boş salonun haline daha çok üzüldüm. Çünkü o salon okullardan getirilecek öğrencilerle dolu olmalıydı. Kim bilir bu film, gelecekteki kaç bilim adamımıza ilham oluşturacaktı...

Gaf kürsüsü
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu coğrafi gaflarına bir yenisini ekledi. 41 şehit verdiğimiz maden ocağı kazasının Zonguldak'ta yaşandığını söyledi. Oysa olay Bartın iline bağlı Amasra'da gerçekleşmişti.

Zap'tiye
Üniversite mezunları işsiz gezerken sosyal medyada en sıradan fenomenin (!) Tik Tok'tan kazancı, aylık 200 bin liraya yükselmiş. Fenomenlik Fakültesi ne zaman açılacak, şimdi onu bekliyorum!..

Ne demiş?
"Cahilsiniz kardeşim. Eski Türkçeyi, Osmanlıcayı okuyamayan, yazamayan kişi aydınım diye dolaşmasın!.." (Murat Bardakçı'nın Haber Türk'teki sözleri)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA