Diyorum ya, şu Tatavlalı'ya hastayım. Atv'nin bol aksiyonlu dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'da onun sahnelerinin gelmesini dört gözle bekler oldum.
Tatavlalı bu hafta ilginç bir "kurumsal motivasyon toplantısı" düzenledi. Eli silahlı adamlarını karşısına dizip onlara şöyle hitap etti:
Size güzel bir haberim var: Bugün itibarıyla klasik mafya ödeneği olan maaş+silah+takım elbise+kefen sistemine yeni bir halka ekliyorum. Prim!.. Prim usulü çalışacağız artık. Normalde herkesin bir kodu olur. Etikete o kodu girer, sattığı ürün başına prim alır. Biliyorsunuz bu sistemi ama bizimki biraz farklı. Kodunu okutan değil, kodu mu oturtan kazanıyor bizim sistemde. Yani önünüze geleni mezara koyuyorsunuz, ben de sizleri daha güzel evlerde oturtuyorum. Kelle başına prim yatırtıyorum hesabınıza. Bir nevi motivasyon. Faysal'ı sayman olarak vereceğim yanınıza. Cezayir'in dostları 10, akrabaları 50, kendisi ise tam 100 puan. Tek seferde 100 yapan, İstanbul'da yalı baksın kendisine. 50 yapan köşk, 10 yapan ise sitede daire... Ne diyorsunuz?"



İçlerinden biri hemen atıldı: "Peki ya adamları, korumaları filan kaç puan?"
Tatavlalı sinirlendi: "Faysal bunu yaz, bu eksi 5'le başlayacak... Korumalar maaşa dahil cancağazım. Sizden asgari beklentim, onlarla baş edebilmeniz zaten. Diğerleri ekstraya giriyor. Bi zahmet vuruver..."
Tatavlalı bu hafta da Cezayir'in elinden son anda kurtuldu. Ama gelecek haftanın fragmanı onun için pek iç açıcı değildi. Neyse, ömrüne bereket cancağazım...
Bu arada ekipteki köstebeğin Kurban olduğu görüntülerle ortaya çıktı. O Kurban ki, Cezayir'in sağ kolu, en güvendiği adamıydı. Cezayir, onun Tatavlalı ile gizlice görüştüğü görüntüleri izlerken bizim gibi gözlerine inanamadı. Ama burası BBCS... Bazen her şey göründüğü gibi çıkmıyor. Bekleyelim, görelim...

Yaşa Fenerbahçe!
Geçenlerde okur mektupları köşemizde Fenerbahçeli bir okurumuzun, Galatasaray'ın deprem konusundaki hassasiyetine ve yardımlarına değinip, Galatasaray'ı takdir edişini sizlere aktarmıştım. Bunun üzerine Fenerbahçe Yönetimi'nden son derece nazik bir bilgilendirme notu geldi. Genel Sekreter Burak Ç. Kızılhan'ın gönderdiği "Ülke olarak yaşadığımız bu acı, bu üzücü afetin unutulmaması adına ortaya koyduğunuz hassas yaklaşımı çok değerli buluyoruz" sözleriyle başlayan notta Fenerbahçe'nin, yaraların sarılması sürecinde üstlendiği aktif rol maddeler halinde sıralandı. Bana da büyük bir gurur ve mutlulukla paylaşmak kaldı:



6 Şubat itibarıyla Fenerbahçe Yardım Kampanyası başlatıldı. AFAD ihtiyaç malzemelerinden oluşan 156 TIR bölgeye gönderildi.
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak 500'ü Hatay, 500'ü Adıyaman ve 500 adedi de Kahramanmaraş olmak üzere 1500 çadır bölgeye sevk edildi.
Konteyner Kent Kurulumu için de 1000 adet konteynırın ödemesi gerçekleştirildi. Bu konuda AFAD'ın yönlendirmesi bekleniyor.
İşte sahada görmek istediğimiz hareketler...

Gaf'let kürsüsü
PSG teknik Direktörü Christophe Galtier, Nice takımında çalıştığı günlerde yönetime şöyle rezil bir e-posta göndermiş: "Takımın tamamı siyahi ve yarısı da Müslüman. Takımın yarısının cuma günleri camide olduğu pisliklerden oluşan bir takım. Burası bana göre değil."

Zap'tiye
Demet Özdemir ile Oğuzhan Koç'un boşanmasını konuştuğumuz kadar CHP-PKK ve İYİ Parti-FETÖ evliliğini konuşsak, meselemiz kalmayacak!

Ne demiş?
"Düşmana vurursan yüzünde, gözünde iz bırakırsın. Dostuna vurursan aklında, zihninde, yüreğinde iz bırakırsın." (Atv'nin BBCS dizisinde Kurban'ın sözü)