Yukarıda neler oluyor?

Tanımlanamayan gök cisimleri (UFO) ya da son günlerin moda kısaltmasıyla tanımlanamayan hava olayları (UAP) vakalarında görülmemiş bir artış yaşanıyor. Türkiye de dahil, dünyanın her yerinden ihbar ve görüntüler yağıyor. Astrolog ve medyumların 2025'i "Uzaylılarla fiziki temas yılı" ilan etmeleri de bu heyecanı arttıran bir başka sebep. Yıllardır bu gizemli konuyla ilgili yazılmış neredeyse tüm bilimsel kitap ve makaleleri okumuş biri olarak şunu söylemeyi görev biliyorum: Bu iş, bilimsel kuşkuculuktan çıkıp tamamen bir "algı operasyonuna" dönüştü.
Birileri önce milliyetçiliği törpüledi, sonra cinsiyetsizleştirme operasyonuna girişti. Şimdi de sıra inanç sistemlerini topyekun ortadan kaldırmaya geldi. Bunu yapmanın en kestirme yolu da uzaylı fenomenleri "yaratmaktan" geçiyor.

Şu anda sosyal medyada çevrimiçi olan gizemli görüntülerin sadece yüzde 3'ü tartışmalıdır. Geriye kalan yüzde 97'nin büyük bölümü doğal olayların yanlış yorumlanması, kalanı ise yapay zeka ve dijital efektler marifetiyle oluşturulmuş manipülasyon ve spekülasyonlardır.
Çok şükür ki benim inancıma göre tek yaratıcı Allah'tır. Bu kainatta herhangi bir türü yaratmak da sadece Allah'ın kudretine haizdir. Velev ki gün geldi, bir başka tür ile karşılaştık. Bu benim beynimde ve ruhumda -hâşâ- kuşku yaratmaz, tersine, Allah'ın büyüklüğüne olan inancımı daha da pekiştirir.
Diyeceğim o ki; her habere, her görüntüye inanmayalım, oyuna gelmeyelim. İnancımıza, dinimize, Peygamber Efendimize (S.A.V.) daha sıkı sarılalım.

Matrix'i nasıl bilirdiniz?
Babası onu 3 yaşındayken terk etti. Biricik kızı daha 8 aylıkken melek oldu. Çok sevdiği eşi araba kazasında hayatını kaybetti. En yakın arkadaşı aşırı dozda uyuşturucudan öldü. Ama tüm bunlara rağmen parıltısını asla kaybetmedi, dünyası asla yıkılmadı.
The Lake House filmini çekerken iki kostüm asistanı arasındaki konuşmaya kulak misafiri oldu ve birinin 20 bin dolar ödemezse evini kaybedeceğini duyup ağladı. Parayı onun hesabına aktardı. 2010 yılında doğum gününde tek başına bir fırına gitti ve kendine tek mumla kap kek aldı. Dışarıda yemek yerken tüm müşterilere bedava kahve ve ekmek ikram etti. Bu onun hayatındaki tek müsrif doğum günüydü.

Matrix üçlemesinden elde ettikleriyle, filmlerin gerçek kahramanları olduklarına inandığı için özel efekt ekibine 50 milyon dolar dağıttı. Dublörleri neredeyse hiç kullanmadı ama bu yüzden dublörlerinin çalışmalarını her birine pahalı birer motosiklet hediye ederek takdir etti.

Bu güne kadar metro ve diğer toplu taşıma araçlarını düzenli kullanıyor. Çünkü ona göre en pratik olanı bu ve hiç utanmıyor. Çok sayıda hastane, kendisinden 10 milyon dolar aldığını iddia ediyor. Maaşının %90'ını bazı filmlere bağışladı, böylece prodüksiyon başka yıldızları işe alabilecekti.
1997 yılında paparazziler onu sokakta evsiz bir adamın yanında oturup adamın hikayesini dinlerken ve onunla kahvaltı ederken buldu.
Keanu Reeves hakkında bildiğimiz tüm iyi şeyleri bize kendisi değil, ondan faydalananlar söyledi. Kendisi bu konuda ağzını açıp tek kelime etmedi. Yaşadığı her şeye rağmen, hayata daha hüzünlü ve karamsar bir bakışa sahip olabilirdi ama o her şeye inat tüm kötülerin arasından iyi olmayı seçti.
Keanu Reeves... Bir çok zengin insan için harika bir rol model...
Onu Matrix filminde tabancadan çıkan kurşunlara karşı, geriye doğru fizik kurallarını yok sayarcasına eğilip, kurtulurken izlemiştik. Meğer kaderin sıktığı kurşunlardan kurtulurken daha fazlasını yapmış...

Şeref kürsüsü
Stada gelen görme engelli seyircilere gönüllü olarak maçı anlatan 1907 Üniversiteli Fenerbahçeliler Grubu'na helal olsun.

Zap'tiye

Ne demiş?
Tarık Mengüç: "Nişantaşı'ndan Kağıthane'ye astral seyahat yaptım." (İBB zam yapmadan siz de kullanın)