Gün geçmiyor ki haber merkezimizin gündeminde kadına şiddet haberi olmasın. Mesela dün beş ayrı kadına şiddet haberi vardı. Biri öldüresiye dayak yemiş, diğeri öldürülmekten korktuğu için kaçmış, şehir değiştirmiş... Bir diğeri boşanma davası açtığı için eşi tarafından öldürülmüş.
Daha fazlasını yazmayayım...
Ne kadar çoğaldı kadına şiddet vakaları farkında mısınız?
Bu tarz haberlerin değerlendirmesini yaparken; eğitimsizlikten, hayat şartlarının bunaltıcılığından, parasızlıktan ve daha pek çok başka nedenden söz ediyoruz.
Ama... Gayet normal görünen hayatlarda da 'şiddet' var. Fiziksel şiddet olmasa bile sözel şiddet var. Üstelik bunu uygulayanlar da toplumda belli bir konumda olan insanlar...
İki erkeğin telefon konuşmaları yansıdı birkaç gün önce medyaya; Demet Akalın'la ilgili yaptıkları muhabbeti hatırlayın. Sonra TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'in, şarkıcı Rojin için söylediği 'Aşüfte' lafı var.
Bu da şiddet değil mi?
Bu sözler de muhataplarının canını acıtmadı mı? Ve bir 'özür'le her şey affedilir mi sahiden?

KADIN SINIFLANDIRILIYOR
Konuyla ilgisi yok ama hatırlarsanız Hande Yener, Eurovision'a gitmek istediğini söyledikçe, ortada şöyle bir söylenti dolaştı: TRT, Hande Yener'in özel yaşamını tasvip etmiyor, bu nedenle onu Eurovision için düşünmüyor.
Şimdi, bu dedikodunun doğru olabileceği ihtimali artıyor. Çünkü kurumun başındaki Şahin; belli ki kadınları sınıflandırıyor.