Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Kişisel gelişimin itibarı

Biliyorsunuz, Amerika'da 'yaşam danışmanlığı' yapıyor ve Smithsoinian Institute, Pentagon, Inova Health Source gibi kurumlarda rahatlama teknikleri öğretiyorum. Artık bir ayağım Türkiye'de olduğu için çalışmalarıma burada da devam edeceğim. Bu amaçla yine İstanbul'daydım. Medyadan arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerde 'kişisel gelişim'in bir aldatmaca olduğuna dair genel bir kanı görüyorum. Modern hayat için tasarlanmış, kısa ve kolay yoldan mutluluk vadeden bir marketing aldatmacası... Zeki insanlar, kendi çözümlerini kendileri üretmek, hangi duruma nasıl tepki göstereceklerine kendileri karar vermek istiyorlar. Hayatın zorluklarına karşı bir başkasının önerdiği 'kolay ve çabuk çözümler' onları tatmin etmiyor. Haklılar... Kişisel gelişim gurularına, zengin kocadan boşandıktan sonra bir ayda 'yaşam koçu' olanlara olumsuz bakışlarını anlıyorum. Buraya kadar hemfikiriz.

FIRSATÇILAR İŞ BAŞINDA
Her sektörde olduğu gibi, kişisel gelişimde de; insanın en zayıf yönünü, 'hırs ve tembelliğini' hedef alan fırsatçılar var. "Şu kitabı oku, bu DVD'yi satın al, şu seminere katıl, mutlu ol...", "İstediğin her şeye sahip olabilirsin" diyerek spiritüel açlığı olan insanlara aslında 'makul' olmayan vaadler verenler, bir balon içinde yaşamaya müsait olanları çok güzel sömürüyorlar. Gerçek dışı pozitiflik, zorlayıcı ve rahatsız edici bir durum. Bunun yanında, hep negatif düşünmek de bir alternatif değil. Çünkü onunla da bir balon içindesiniz. Koşulları farklı yönüyle görmeyi reddedersiniz ve dar bir görüş alanının içine sıkışıp kalırsınız... Depresif ruh haline ve bin çeşit hastalığa davetiye çıkartırsınız. Önemli olan hayata karşı 'gerçekçi bir pozitif' anlayış geliştirmek. Çünkü bazen siz tavrınızı (olumlu yönde) değiştirdiğinizde hayatınızda doğru gitmeyen bazı şeylerin düzelmesi için adım atmış oluyorsunuz.

HAYAT BENİ DE SİLKELEDİ
İşte bu noktada kişisel gelişimde 'mutlu son vadeden' fırsatçılarla, bakış açısı verenlerin ayrımını yapabilmek lazım. Niye kişisel gelişimi sadece mutluluk vadeden gurular ile limitliyoruz ki? Gençlik yıllarımda Carlos Castaneda'nın kitapları gözlerimi hayata karşı faltaşı gibi açmıştı. Daha üst düzeyde algılamamızı sağlayan filmler, kitaplar, müzikler de kişisel gelişimin bir parçası. Egomuzun sağlığımızı tehdit eden yönlerini törpüleyebilmek, geçmiş tecrübelerin limitlerinde sıkışmadan yaşayabilmek, her koşula adapte olabilecek esnekliği geliştirebilmek... Söyleyin bana, kimin ihtiyacı yok bunlara? Ben de bir kişisel gelişimciyim... Ama farklı bir yaklaşımım var. Amerika'ya 20 yıl önce yerleştikten sonra eşim iflas etti, ardından ağır bir trafik kazası geçirdim ve boşandım. Bambaşka bir ülkede kucağımda bir çocuk, bir köpek ve koltuk değnekleri ile tek başıma kaldım. Beni şöyle bir yere çarpıp, sonra da silkeleyen hayat, aslında düşündüğümden çok daha güçlü olduğumu farketmemi sağladı. Enerjimi doğru kanallara yöneltmeyi öğrendim; üç kitap yazdım. Dolayısıyla sadece insan olmanın getirdiği pek çok soruna daha farklı ve derin bakabiliyorum.

'MUTLU SON' VAADİ YOK
İstanbul' da kişisel gelişime tepkisi olan bir köşe yazarı arkadaşımla sohbet ederken, "Sen insanların politik görüşlerini şekillendiriyorsun, ben de hayata karşı tavırlarını" dedim. Benim fırsatçılardan farkım; kimseye 'mutlu son' vadetmiyorum. Seminer vermek için çesitli kurumlarla görüşüyorum, Programın ne sonuç vereceğini, ne vadettiğini öğrenmek istiyorlar. Ben de ısrarla 'mutluluk' değil, farklı bakış açısı vadettiğimi söylüyorum. Sürekli değişen hayat koşullarında nasıl 'mutlu son' vadedebilirsiniz ki! Ama zor koşullara daha esnek nasıl bakılır, nasıl adapte olunur ve her koşulda hayattan maksimum tatmin nasıl alınır? İşte geliştireceğiniz bu vizyon, bazen zor zamanlarda tek motivasyonunuz ve desteğiniz olabilir. Etrafınızdakiler aynı sıradanlıkla dururken; değişen, sizin onları daha farklı bir şekilde görebilmeniz ve takdir edebilmenizdir. Kaç kişi biliyorsunuz koşulları ne kadar iyi olursa olsun yine de mutsuz olmanın bir yolunu bulan? Veya koşulları ne kadar kötü olursa olsun yine de bir çıkış yolu bulabilen? www.elvandemirkan.com yeni web sitem.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA