
Nedir bu padel çılgınlığı?
Sağım solum padel! Yeni bir spor değil adeta sosyal bir fenomen. Uzun zamandır bu kadar heyecanlı insanlar görmüyordum, Özellikle Gen Z, ünlüler, iş insanları ve spor dünyası herkes korta koşarak gidiyor. Bu ramazan, yeni bir sporun da başlangıcı olsun diyorsanız, padel belki de tam size göre. Padel, 1969 yılında Meksikalı Enrique Corcuera tarafından Acapulco'daki squash kortunu değiştirerek geliştirdiği bir spor. İlk başta beton zemin ve duvarlardan oluşuyordu, hatta seyirciler oyunu izleyemiyordu bile. Bugün ise dünyanın en hızlı büyüyen sporlarından biri haline geldi.
Peki, bu sporun popülerliğinin sırrı ne? Lionel Messi'den Rafael Nadal'a, Beckham'dan Cristiano Ronaldo'ya kadar pek çok yıldız padel oynuyor. Zlatan Ibrahimovic bu işe yatırım yapıyor, Zinedine Zidane spor kulübüne padel kortları ekliyor, Serena Williams ise İspanya Açık'ta padel oynuyor. Tenis kadar teknik, squash kadar yorucu değil. Küçük bir sahada oynanması ve duvarları kullanabilme avantajı, yeni başlayanlar için daha kolay bir deneyim sunuyor. 7'den 70'e herkes oynayabiliyor. Fiziksel güçten çok, strateji ve refleks önemli.
Bu yüzden aileler, gençler ve hatta emekliler bile padel kortlarında bir araya geliyor. İspanya'da ve Portekiz'de oldukça popüler. Türkiye'de kort sıkıntısı var ama hızlıca çözüleceğine inanıyorum. Bir diğer mesele ise bu sporun gerçekten kalıcı mı, yoksa geçici bir heves mi olacağı yönünde. Yeni nesil statü sporu mu? Şimdilerde birçok kişinin aklındaki ama cevabını bulamadığı soru. Eğer bir spor, sahadan çok Instagram'da oynanıyorsa, orada gerçekten terleyen birileri var mı, yoksa bir şov ürünü mü bir düşünmek gerekir. Gen Z'den bir arkadaşım bu spora başlamayı düşünüyorum dediğimde "Bu sporun asıl sahası kort değil, Instagram keşfet sekmesi!" dedi. Gerçekten böyle mi ilerleyen günlerde ben de işin içine girince daha detaylı anlamaya çalışarak size de anlatmaya çalışacağım merak etmeyin.
LONDRA'DAN ÇAĞLA VE NESLİŞAH'IN MESAJI
Moda dünyasında bir anda yükselmek de bir anda kaybolmak da mümkün. Popülerlik dalgasına kapılıp bir sezonun parlayan yıldızı olmak ama sonra adının unutulması... İşte bu döngüde ayakta kalabilmek asıl mesele. Gerçek başarı, kalitenin ve tarzının üzerine yıllar boyu istikrarla koyabilmekte yatıyor. Bugün dünyanın en önemli markalarına baktığınızda göreceğiniz şey tam da bu: defileden defileye savrulmadan, modaya yön veren çizgiyi koruyabilmek. Tam da bu nedenle Neslişah Yılmaz'ın yıllar içinde sektörde kazandığı konum büyük bir takdiri hak ediyor.
Onu uzun zamandır tanıyanlar iyi bilir; sadelik, istikrar, yenilikçilik ve mütevazı tavrıyla moda dünyasında adını sürekli duyurmaktan ziyade, kalıcılığın formülünü veriyor. En son Londra Moda Haftası'ndaki başarısı, Çağla Şikel ile beraber final yürüyüşünde verdikleri mesaj oldukça netti: Gerçek başarı, bir anlık parıltı değil; yıllar boyu süren özveri, disiplini ve kaliteyi koruma çabası. Bu ikili, modanın gelip geçici olmadığını, istikrar ve çalışkanlıkla kalıcı hale getirilebileceğini herkese bir kez daha hatırlatıyor. Ve belki de bu yüzden onları izlerken, bir moda defilesinden öte gerçek bir ilham kaynağına tanıklık ediyoruz.
KÜLTÜREL VEFASIZLIĞIN BODRUM ŞUBESİ: NEYZEN'İN EVİ
Bodrum'un yetiştirdiği en büyük değerlerden biri olan Neyzen Tevfik'in anma törenine tamı tamına 10 kişi katılmış! Şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Bir yanda onun yaşadığı ev dondurmacıya çevrilmiş, diğer yanda adına yapılan hatıra evi depo olmuş. İnsan üzülüyor gerçekten böyle şeyler görünce. Böylesine bir kültürel mirası koruyamamak gerçekten büyük bir başarı (!)
Neyzen Tevfik gibi bir ismin evinin dondurmacıya çevrilmesi, hatıra evinin ise depo olarak kullanılması tam anlamıyla bizim kültürel vefasızlığımızın özeti. Bodrum belediyesinde birkaç tane heykel yapıp, tabelalar asıp, sonra da içini boş bırakmak milli spordur. Neyzen Tevfik'in hiciv dolu mısraları bugün yaşasa, bu duruma kahkahalarla mı gülerdi yoksa neyini ters çevirip başımıza mı çalardı, bilemiyoruz. Ama belli ki ney sesi yerine dondurma kaşığı şıngırtısı daha kıymetli olmuş Bodrum'da ne acı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.