Nişantaşı, yaz aylarında İstanbul'un en kurak semtidir. Ne butikler, ne restoranlar, ne kafeler dolup taşar; ne de mahallenin sakini evinde kalır. Mahalleli; kapıyı ve bacayı kitleyip yazlıkçı moduna geçer. Yaz boyunca da kum, deniz ve güneş üçgeninden dönmek bilmez. Neyse ki Nişantaşılı olarak bize ayrılan tatil serüveninin sonuna gelmiş bulunuyoruz; şimdi herkes yerli yerinde, işinin gücünün peşinde! Hareketlenen Nişantaşı; bronz tenli ve şıpıdık terlikli ünlü isimleriyle can buluyor. Sıradan bir gününüzde Ali Ağaoğlu'nu üstü açık Bentley'si ile görüyorsanız, Ayşe Özyılmazel'e pilates taytıyla Abdi İpekçi'de vitrinlere bakarken denk geliyorsanız, Burcu Esmersoy'u kahvesini yudumlarken yakalıyorsanız, bir de üstüne Gülşen'i yağsız-tuzsuz, kaloriden arındırılmış meneminini sipariş ederken görüyorsanız; semt kendine geliyor demektir. Eee köşesine geçip bu ünlü isimleri fotoğraflayan paparazzi arkadaşlarımızı da unutmamalı... Çünkü herkes buradaysa, Nişantaşı magazini can bulabilir! Yeni yeni mekanlar da açılabilir o zaman; hazırız değil mi?