Hem eğlenilecek, hem de evlenilecek kız aynı kişi olabilir ama hem eğlenilecek, hem de dinlenilecek tatil yeri aynı metrekareler üzerinde biraz zor oluyor.
Bu yaz Alaçatı geceleri erkenden sessizliğe bürünecek gibi.
Şimdiden gece 01.00'den sonra mekanların müzikleri kapatılmaya başlandı.
İKİ TATİLCİ TİPİ
Popüler sahil beldelerindeki şu 'müziği kıstın-kısmadın' işi, tam bir 'iki ucu pis değnek' durumu...
Bir tarafta kiraladıkları veya satın aldıkları mekanlara çok ciddi servetler yatırıp bunun karşılığını almak isteyen mekan sahipleri...
Diğer yanda "Ben tatile geldim kardeşim, gürültü yapmayın. Erkenden uyuyacağım, erken kalkıp günü kaçırmayacağım" diyenler...
Onlara karşılık bir de; "Ben tatile geldim kardeşim.
Sabaha kadar eğlenip dağıtacağım, bütün bir yılın stresini üzerimden atacağım" diyenler var...
Ve bu iki tatilci tipi, memlekette sanki başka bir tatil yöresi yokmuş gibi iki-üç yere akın edip dip dibe oluyor; sorunlar da orada çıkıyor.
Bir kulüpte geç saatlere kadar dans etmek isteyenle, o kulübün yanındaki otelde erkenden uyumak isteyenler birbirine giriyor.
Geçen sene Sobe'de eğlenirken, yan evde oturan amcadan leğenle kafamıza az su yemedik!
Birkaç gün önce Göz Lounge'da, tam da müşterilerin müziğin sesinin çok kısık olduğundan şikayet ettiği bir sırada polis geldi ve yakındaki bir otelden müziğin çok yüksek olduğuyla ilgili şikayet aldıklarını söyledi.
Bu çelişki bitmez; bir orta yol bulmak lazım.
En azından Çeşme ve Alaçatı için söylüyorum; bu yüksek kiraları verip yatırım yapan ve hizmet kalitesini yüksek tutmaya çalışan işletmeciler, yatırımlarının karşılığını alamayıp buradan çekip giderse meydan başkalarına kalır. O başkaları da kanundan, komşunun ricasından anlamayabilir.
Hepimizin tadı kaçar.
Allah muhafaza!