İmdaaat! Bu kızlar nereden çıktı? Hayretler içindeyim, yanımdaki Dilhan'ı dürtüyorum "Dilhan, bu kızlar yer altından mı pırtlıyorlar, kim bunlar, bizi yer yutar bunlar..." Dilhan "Kızım baksana adamın üzerine çıktı. A! Aaa! Dansları gördün mü?" "Ben gördüm de Tolga Han kaçırdı valla!" Ne 50 Cent'miş be! Reina birbirine girdi. Bizim kız gurubu olarak 50 Cent'i severiz. 'In Da Club' hala tüm zamanlar 'Top 10' şarkı listemizde aslanlar gibi durur. Tamam 'Top 20!' Özetle onlar 50 ve ekibi olarak müthişler! Sahneleri, şarkıları, şovları... Amerika'nın en iyilerindenler. O kısım ayrı.

İLLE DE ŞAMPANYA...
Ama kendini ne diye heder edersin be kadın! Be kadınlar! Adam yarın ülkesine dönecek, sen burada kalacaksın. Poponu sallaya sallaya adama yapışmana, Playboy kızları gibi dudaklarını büzüştürmene, adamın kolyesini, yüzüğünü çekiştirmene ne gerek var. Bi' salma kendini canım, bi' dur, bi' toparlan kuzum, değmez annem! Şimdi biz konsere gidemedik aniden karar verip 50 Cent partisi için Reina'ya gittik. Baktık, aşağıdaki sağ locada kıyamet kopuyor. Arkadaş kontenjanından locaya alındık, olayları yakından görmezsem ne olurum? Çatlarım! Bu Meraklı Melahat halimden asla kurtulamayacağım galiba... Neyse, bir köşede olayları izliyoruz. Başka türlüsü elimizden gelmez zaten. Kızlar uzun atlama rekoru kırarak masada bitiyorlar. Korumalar sinir krizi geçiriyor, birini atıyorlar, öbürü bitiyor. 50 Cent kafasında yeşil şapkası, elinde şampanyası, yanında ekip arkadaşlarıyla çok eğleniyor, bol bol poz veriyor. Aslında bütün ekip üyelerinin elinde roze şampanyalar var. Bu duruma şampanya patlatılır tabii.

ÇİRKİN ERKEK YOKTUR...
Mini elbiseli, bol dekolteli, bol arzulu ve çıldırmış sarışını, esmeri kızlar dört bir yanı kuşatmış durumda. O ne danslar, ne pozlar, ne Paris Hilton vaziyetler anlatamam, görmeniz lazım. Ben de kenarda Dilhan'la kuzu kuzu duruyorum. Resmen panter hatunların yanında sindim! O sırada 50 şampanya patlatıyor ve bana uzatıyor, tanışıyoruz, konuşurken bir ablanın saldırısına uğrayıp kaçıyorum. Ve inanmazsınız yine düşüncelere dalıyorum. Yerlisi yabancısı fark etmez, ünlü erkek oldun mu bittin. Bu kadar çantada keklik kıza, bu kadar ilgiye, bu kadar şımartılmaya hangi erkek dayanabilir ki? Ya o kızlar? Onların erkekten tek beklentisi ün ve para. Bir gece, on gece, bir sene fark etmez. Çirkin erkek yoktur, az para vardır hesabı! Eh! Alan razı satan razıysa eğer bize ne düşer? Sesimizi kısıp oturmak tabii ki! Biz de öyle yaptık, geceye grupla Reina Cave'de devam ettik. Bu arada ses yasağına en iyi çözüm Reina Cave yani mağara. Ses kısılmıyor, eğlence kesilmiyor, haberiniz olsun.