İşteböyle fotoğrafları görünce, ben de bir türlü karar veremiyorum. Tarz dediğin ne ola ki? Şu görüntü tarzsa, alkış toplayabiliyorsa, bir yerde hata olmalı, öyle değil mi?
Mini köşesi 'Ayna'da ünlülerin kılık kıyafetlerine yorum yapan arkadaşım Melis Alphan'ın yerinde gözüm yok elbet ama göz var, izan var; zaman zaman kendimi tutamıyorum işte.

'KESİN FUTBOLCU'
Hazır yeri gelmişken söylemeden edemeyeceğim; futbolcularımızın topuna acil stil danışmanı lazım.
İnsan futbolla alakası olmasa bile; pantolonuna, ayakkabısına, saçına bakınca tak diye "Aha! Bu kesin futbolcudur" der yani.
O derece tarzsız, o derece dam üstünde saksağan, o derece ciyaklayan, o derece 'ben marka giyiniyorum alooo' çığlıklarıyla rüküşlükte sınır tanımayan bir giyinme biçimi onlarınki.
Hele saçlarına hiç girmiyorum; aman Allah'ım.
Alın size Fenerbahçeli Mehmet Topal ve son kostümü... Ailece balıkçıya gitmişler, Mehmet Topal'ımız o saçına başına ve de kaşıyla yetinmemiş, bu korkunç mavi pantolonu, altına da o alakasız ayakkabıları bizlerden esirgememiş.
Niye ki? Şimdi bu ne tarzı? Ya da tarz mı?
Sorsan kaç bin lira saymıştır şu kıyafete ama işte nafile.
Kimsenin kalbini kırmak istemem, hele kumaş parçaları için hiç istemem ancak sanıyorlar ki marka giyinmek; eşittir şıklık, eşittir farklılık, eşittir dikkat çekmek.
Olmuyor işte. Paraları basmaya gerek yok, tarz dediğin siyah jean üstüne, siyah tişörtle de oluyor.
Sanırım bazı şeyler sonradan kopyala yapıştırla olmuyor, taaa içten geliyor.