Caddeler, sokaklar boş, trafik yok; her yer seninmiş zannedersin.
Beach club'lardan dımtıs dımtıs müzik sesleri yükselmiyor, kafa dinlersin.
Sıcaktan fenalık geçirmek, öğlen içeri saklanmak zorunda değilsin.
Gündüz tişörtle, gece ceketle gezer, limonata gibi havanın keyfini sürersin.
Gittiğin restoranlarda sıra beklemez, strese girmezsin.
Çimlere uzanıp kitap okursun.
Gümüşlük Limon'da uzuuun uzuuun kahvaltı eder, güneşlenirsin.
Dört bir yanda açmış, sarı sarı çakşır otları arasından Mimoza'ya gider, saatlerce denize bakıp müzik dinlersin.
Bodrum Marina'da sabahları yürüyüşe çıkarsın.
Belki cesaretini toplarsan, denize bile girersin.
Şimdi Bodrum'un tam zamanı yani... Herkesler gelmeden, kimseler duymadan, sadece senin için, şöyle en güzelinden, fabrika ayarlarına dönmen için...