Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Ölümün bize hatırlattıkları

Rutine girince, gündelik hayatın sellerine kapılınca, kafamızdaki yapılması gerekenler listesi bizi köşeye sıkıştırıp çimdikledikçe unutuyoruz işte...
Sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi, sanki sevdiklerimizi hiç kaybetmeyecekmişiz gibi, sanki bize hiçbir şey olmayacakmış gibi bir yaşama hali geliyor üstümüze.
Sonra bir gün korkunç bir olay oluyor, sevdiklerimizi kaybediyoruz, gencecik canlar gidiveriyor, toplum olarak büyük bir trajedi yaşıyor ve buz kesiliyoruz.
Maalesef tam da o anda kafalarda ampul yanıyor. Ölüm ve kayıp bizi öylesine sallıyor ki; yaptıklarımızdan, düşündüklerimizden, kızgınlıklarımızdan, arzuladıklarımızdan utanç duyuyoruz.
Güzeller güzeli kızların uçak kazasında hayatlarını kaybetmesinden sonra, sosyal medyada kopan kötülük fırtınasının yanında toplu bir idrak da yaşandı.
Yapılan paylaşımlardan görüyorum ki; birçok kişi kendisine aynı soruları sormaya ve hatırlatmaya başladı...
Mesela...
Üzüldüğüm şeyler gerçekten üzülmeme, gözyaşlarıma değer miydi?
Haklı olmak için kalbini kırdığım insanlardan özür dilemeliyim.
Kafaya taktığımız şeyler ne kadar küçük, anlamsız ve gereksiz.
Hayallerinin peşinden koşmayacaksan eğer, neden yaşıyorsun ki?
Fiziksel durumuma, kiloma, saçıma, başıma, kazandığım paraya, alamadığım eşyalara, gidemediğim yerlere, kalbimi kıranlara, olmayan işlere taktığım günler nasıl da anlamsız.
Hayatta en önemli şey sevdiklerinle beraber olmak, işte o kadar.
Bize öğretilen kalıplara göre yaşamak için ömrümüzü feda etmemiz nasıl büyük bir kayıp!
Daha çok kalbimin sesini dinlemeli, daha çok istediklerimi yapmalı, daha çok sevmeli, daha çok gülmeli ve her anımın tadını çıkartmalıyım işte o kadar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA