Gazetecilik her ne kadar dışarıdan ışıltılı gözükse de çamurlu sahada futbol oynamaya benzer...
En çok çelmeyi bu meslekte yersiniz, rekabet acımasızdır, koltuk, unvan, iş vs. kaybetme korkusu hep vardır.
Hiçbir meslekte medyadaki kadar egoları tavan yapmış insanları da bir arada göremezsiniz.
Ego ve rekabet çoktur ama hep boşu boşuna üzer insanlar birbirlerini. Olimpos Dağı'na çıkmayı başaranlar dışında, üç aşağı beş yukarı herkes "Ne öldüren ne de süründüren" maaşa talim eder.
İSPANYA YOLCUSU
Öte yandan böylesine saçma ve acımasız rekabetin kol gezdiği bir ortamda, bir de sadece gazetecilik aşkıyla çalışanlar vardır. İşte bu mesleği kutsal yapan ve sevdirenler de onlardır...
Bu emekçiler, hırslarını törpülemişlerdir; sadece işlerinde ellerinden geldiğince en iyisini yapmaya çalışırlar.
Vitrindeki gazetecilerin hatalarını düzeltirler ve ekip ruhunu öne çıkarırlar. Onlar hep ertesi güne hatasız, en güzel sayfaları yapmak için var güçleriyle çalışırlar.
İşte böyle bir insan olan GÜNAYDIN'ın Sema Ablası (Kumbaracı) yakında aramızdan ayrılıyor.
Sema Abla gibi işini çok seven, çok iyi yapan bir editörün kendi isteğiyle emekli olmasına başta şaşırdım ama nedenini öğrenince çok sevindim.
Meğer Sema Abla, 50 yaşında yeni bir hayat kurgulamış kendisine. Yakın zamanda ablasını kanserden kaybetmesinin de etkisi olmuş.
Ablası Gaye'nin umutla yazdığı yazılarını bir araya getirip 'İsmi Lazım Değil' kitabını bastırdıktan sonra yeni hayatının planını yapmış. Kendisine yapılacaklar listesi hazırlamış mesela. "Çok şey çıktı mı?" diye sordum, o da bana "Bitirmeye ömür yetmez" dedi.
İlk işi İspanyolca kursuna başlamakmış. Çünkü İspanya'daki kuzenleriyle daha iyi iletişim kurmayı çok istiyor.
Dünyayı dolaşacakmış, festivalleri takip edecekmiş vs...
Ne güzel başarılı bir kariyeri geride bırakıp hayatta yeni bir sayfa açmak! Hayatta yeni sayfa açacak çok fırsat var aslında. Yeter ki yeni başlangıç korkusunu bir tarafa atıp ilk adımı atın, gerisi gelir.
Hoşçakal Sema Abla! O hep gülen yüzünü ve gazeteciliğe kattığın değeri hiç unutmayacağız.
