Televizyonda yayındayken, 'Ulan İstanbul' dizisinin internette ortalama 1 milyon kişi tarafından izlendiği, eğer 100 bin kişi ücretli izlerse dizinin internette devam edeceği haberleri çıkmıştı.
100 bin kişinin, diziyi izlemek için bölüm başına 1.99 TL vermesi gerekiyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Sadece internette yayınlanan ilk bölümü, 485 bin kişi ücretsiz izledi. Daha sonraki ücretli bölümleri kaç kişinin izlediğini ise bilmiyoruz.
Bildiğimiz tek şey; dizinin internette de ilgi görmediği ve yayından kaldırılma imkanının yüksek olduğu. Keşke bir bölümü 1.99 TL'ye kaç kişinin izlediği açıklansa... Bu; dizi, TV ve internet sektörü açısından çok önemli bir veri olurdu. Belki de rakam o kadar gülünç ki, açıklanmıyor. Sadece internette ortalama 1 milyon izleyicisi olan dizinin hayranları, 1.99'u vermeye kıyamamış!
BELEŞE İZLEME ALIŞKANLIĞI
'Kötü müşteri, iyi müşteriyi kovar' lafına inanırım. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de beleşe, korsana alışmış bir kitle var. Hatta bu kitle, dünya liderliğine oynuyor!
Bu kitleden izlediği yayının parasını ödeyen iyi müşteri olmasını beklemek, şu an için gerçekçi değil. İnsanlar 'Game of Thrones', 'The Walking Dead' gibi fenomen dizileri bile beleşe izlerken, 'Ulan İstanbul' için para veren çıkmaz.
Burada önemli olan; beleşe izleme alışkanlığını yıkmak. Bu da yerli bir dizinin tek başına başaracağı bir iş değil. Buna önce reklamverenler, ikna ve destek olmalı. Onların ikna olması da zor görünüyor.
Tek bir sorum olacak: Bir haber sitesine girdiğinizde karşınıza reklam sayfası çıkınca ya da Youtube'da izleyeceğiniz videonun başında reklam olunca ne yapıyorsunuz?
TV REKLAMI DAHA DEĞERLİ
Hadi reklamverenler, reklam ajansları siz de itiraf edin. İlk işiniz, o reklam sayfasını veya videosunu kapatmak olmuyor mu? TV'de de reklam çıkınca zap yapılıyor ama bu oran, internetteki kadar yüksek değil. Çünkü insanlarda; kaliteli, komik, duygusal reklamları izleye izleye reklam kuşaklarını takip etme alışkanlığı oluştu. Böyle büyük bir kitle var. Emin olun TV'de reklam çıkınca kanal değiştirmenin oranı, internete reklam sayfalarının kapatılma oranından yüksek değildir.
Çünkü internet kullanıcısı daha ilk günden bedava, reklamsız yayıncılığa alıştırıldı. Bu alışkanlığı değiştirmek için daha çok zamana ihtiyaç var. O yüzden yazılı basın ve TV'deki reklam, hâlâ internetten daha değerli.