Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Böyle zincirleme hata olur mu?

Fox TV'den İlker Karagöz'ün sunduğu haber programında İstanbul- Esenyurt'ta güya Ganalı emlakçıyla Kamerunlu kiracı arasında yaşanan kavga ekrana getirildi.
Karagöz, "Ganalı emlakçıyla Kamerunlu kiracı arasındaki kavgaya kimler kimler karışmış. Takip etmeye çalıştığınızda bulamıyorsunuz, Birleşmiş Milletler gibi bir kavga haline gelmiş" diye keyifle sundu haberini.



Karagöz hızını alamadı devam etti sözlerine: "Görgü tanığı anlatıyor; Ganalı emlakçı... Alt katta Suriyeli var, onlar da mevzuya giriyorlar.
Karşı binada Kenyalı var beni de o haberdar etti diyor. Karşı köşedeki manav Faslı, o da Afgan terziyi alıp yanına geliyor. Görüyor musunuz Esenyurt'ta neler yaşanıyor?"
Oysa bu olay sosyal medya fenomeni Mahsun Karaca'nın bir televizyon kanalının haber KJ'sini ve logosunu kullanarak aktardığı mizansen bir haberdi.



Bu mizansen haber, emlakçı Ganalı, kiracı Kamerunlu olunca merak uyandırmış ve çok fazla paylaşılmıştı.
Mizansen haberi gerçekmiş gibi sununca bu kez Fox TV alay konusu oldu iyi mi?
Karaca, bu komik durumla ilgili "Görgü tanığı çok güvenilir değil gibi ama siz bilirsiniz" paylaşımında bulundu.
Karagöz de "Ah ya... Ama bir gazeteden okuduğumuz bir haberdi. Yani önce onlar şakaya kanmış. Dahası olmayacak şey de değil" diye yanıt verdi. Bu büyük hatayı normalleştirmeye çalıştı.



Ve Fox sonunda YouTube hesabından programa ait yayın tekrarını erişimden kaldırdı.
Hadi Karagöz videoyu izlememiş olabilir. Peki, o programın editörü, haber müdürü de mi bu videoyu izlememiş?
Hadi izlemediler diyelim. O programı hazırlayan koca ekipten sosyal medya fenomeni, 'röportaj adam' Mahsun Karaca'yı da tanıyan çıkmadı mı?
Deneyimli editör, muhabir ve haber müdürlerinin hazırladığı bir programda böyle zincirleme hata ya da bir akıl tutulması yaşanır mı?

***


TARTIŞMALI BİR KONU: ÖTANAZİ
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ülkede yılsonuna kadar ötanazi ve 'yardımlı intihar'la ilgili yasal düzenleme yapacaklarını duyurdu.
Bu prosedürün kapsamına küçük yaştakiler girmeyecek ve ötanazi ya da yardımlı intihar herhangi bir sosyal nedenden dolayı yapılamayacak.
Yani çıkacak yasa ağır hastalık geçirenlerin, yatalak yaşayanların isterlerse ötanaziyi seçmelerini kolaylaştıracak gibi gözüküyor.
Ötanazi bazı ülkelerde serbest ve çok tartışmalı bir konu.



Türkiye'de yasalar ise kişiyi kendine karşı bile koruyor. Ötanazi yasak.
İslam dinine göre de kişinin kendi canına kıyması (intihar) haramdır.
Ama bazen hasta öyle acılar çekiyor ki, büyük aile dramlarına da neden oluyor.
Örneğin Salim Biricik 2016 yılında İzmit'te iki aylık ömrü kalan ve "Siz ne biçim ailesiniz, ya beni yaşatın ya öldürün" diyen kanser hastası 23 yaşındaki oğlu Fatih Biricik'in acılarını dindirmek için onu silahla vurarak öldürmek zorunda kalmıştı.
Hakim karşısına çıkan baba Biricik, "Ben oğlumu kurtaramadım, siz beni kurtarın hakim bey" diyerek gözyaşlarına boğulmuştu. Ama 15 yıl hapis cezası almıştı.
Allah kimseyi böyle acılar yaşatmasın ve böyle tercihler yaptırmak zorunda bırakmasın.

***


KANSERİN EN ÇOK GÖRÜLDÜĞÜ İKİ ÜLKE
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2020'de her 6 ölümden biri kanserden kaynaklandı.
Eğer kanser oranlarının sabit kalması ve nüfus artışının paralel şekilde devam etmesi halinde 2040'a kadar dünya çapında her yıl 28 milyon yeni kanser vakası görülecek.



Kanser vakalarında 2020'ye kıyasla 2040'a kadar yüzde 55 artış bekleniyor.
Dünyada kanser vakalarının artışında GDO'lu yiyeceklerin, hava kirliliğinin, yiyeceklere karışan mikro plastiklerin etkisi olduğu tahmin ediliyor.
Sigara tüketiminin etkisini söylememe gerek yok herhalde.
Ancak nüfusa oranla kanserin en sık görüldüğü ülke, her 100 bin kişide 468 vakayla Avustralya olurken onu 438 vakayla Yeni Zelanda takip ediyor.
Avustralya ve Yeni Zelanda genelde en mutlu, en temiz, en çevreci ülkeler arasında gösteriliyor.
Sağlık sistemleri ileri düzeyde ve sigaraya karşı da en sert yasakları da bu iki ülke koyuyor.
Örneğin Yeni Zelanda'da 2009 ve sonrasında doğan kişilere sigara satışı tamamen yasak!
Durum böyleyken neden nüfusa oranla en çok kanser vakası bu iki ülkede görülüyor?

***


EFSANE SON FİLMİNİ ÇEKECEK
Efsane oyuncu ve yönetmen Clint Eastwood, "Emekli olmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna hep "İşim henüz bitmedi. İzleyiciler beni görmek istemeyene kadar üretmeyi sürdüreceğim" yanıtını verirdi.
Ne yazık ki, o gün geldi galiba.
92 yaşındaki Eastwood, son filmi olarak belirtilen "Juror #2" adlı yapımı yönetmeye hazırlanıyor.



Nicholas Hoult ve Toni Collette'in rol alacağı konuşulan filmde, bir cinayet davasında kurbanın ölümünde bir payı olabileceğinden şüphelenilen bir jüri üyesinin hikayesi konu alınıyor.
Tam Clint Eastwood sinemasına özgü çarpıcı bir konu değil mi?
Arkadaşlarının huzur evine kapatıldığı ya da hayattan göçtüğü yaşlarda Eastwood yönetmen ve oyuncu olarak dört Oscar kazandı.
1992'de 'Affedilmeyen' filmiyle En İyi Yönetmen Oscar'ını kazanınca "Artık yaşlandı yönetmenlikle devam eder" diyorduk. Aradan 30 yıl geçti, harika filmler çekmeye, oynamaya devam ediyor.
Tutkuyla bağlı olduğunuz bir işi yapmak insanın ömrünü uzatıyor.
Allah Eastwood'a uzun ömürler versin.

***


TAZE AYI ETİ!
Japonya'nın ilk kez Akita kentinde kullanıma sunulan taze ayı eti otomatı büyük ilgi görüyor. Otomatta yaban ayısı eti yağsız ve yağlı kısımlarının bulunduğu seçeneklerle tüketiciye sunuluyor.



Etler dağlarda yakalanan ve yıllık av sezonunda avlanan ayılardan elde ediliyor.
Ayı etinin 250 gramı 2 bin 200 Japon Yeni'ne satılıyor. Bu haberi görünce ilk tepkim; "Yok artık! Ayı da mı yiyorlar?" oldu. Çinlilerin yarasa yediklerinde neler olduğunu gördük! Umarım ayı etinden bir salgın çıkmaz! Japon ve Çinlilerin yeryüzünde yemedikleri canlı yok galiba.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA