Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Seçil Erzan parayı gömdü mü?

Önce Seçil Erzan'ın avukatı Nazlı Nadide Karaaslan'a kulak verelim:
"Bu kız 2011'den 2022'ye kadar bunu yapmış zaten. Oradaki insanlara sormak lazım. Bu kız hiç mi kimseye para kazandırmadı?
Seçil'in bir ifadesi var 'Para herkesin taktığı saatlerde' diyor. Bu para Seçil'de değil. Açıkça bir yerde gömülü de değil.
Paralar, ismi geçen kişilerin eşlerinin kollarında, faiz hesaplarında, evlerinde, arabalarında... Para alanlar konuşsun biraz...
12 senedir bunu yapıyorsa, hiç para kazandırmıyor olsa siz bu kızı yaşatır mısınız? Bir şeyi çevirmiş, olmamış. Kötü niyetliler kullanmış kızı. Art niyetliler de cezalarını bulsun. Seçil daha ne yapsın, ölsün mü?"
Karaaslan'ın da işi kolay değil! Müvekkilinin gözüne girmek için edebiyat parçalamış! Eminim olaydan hiç haberi olamayan biri bu açıklamadan sonra Erzan'a üzülür!



Bizim hakimlerin en sevmediği avukat tipinin; kaybetme ihtimali yüksek olan davalarda edebiyat parçalayıp, savunmayı uzatıp, müvekkiline de "Ama iyi konuştu, iyi savundu beni" dedirtmeye çalışanlar olduğunu eminim Karaaslan da biliyordur!
Peki, Erzan neden kaçamadı?
Erzan, "Plan yapacak vaktim ve enerjim yoktu. Eğer bir planım olsaydı Arda Turan'dan aldığım son parayla kaçardım, kimse de beni bulamazdı. Hep sarmalın içindeydim" diyor.
Bu yanıt da inandırıcı değil. O kadar kişiyi dolandıran bir insan kaçış planı hazırlamaz mı? Erzan'ın internetten 45 saniyede uçak bileti alacak kadar da mı vakti ve enerjisi yoktu?
Akla iki seçenek geliyor ya Erzan'ı baştan beri kullanan ve ponzi sistemini yöneten bir üst akıl vardı.
Bu üst akıl tefeci de olabilir, mafya babası da, başka birileri de! Erzan ölümle tehdit ediliyor da olabilir.
Ya da Erzan son ana kadar daha çok kazanmak istedi ve açgözlülüğüne yenildi! Bu kadar çok kişiyi parmağında oynatan biri ölüm tehdidinden korkar mı?
Ayrıca parayı toprağa gömmek mi kaldı? Parayı, kripto paraya çevirip, 'soğuk cüzdana' yerleştirip, yurt dışına çıktınız mı kolay kolay yakalanmazsınız! Böyle birçok dolandırıcılık olayı var.

***


YÜZDE 76 ERZAN'I SORUMLU TUTMUYOR
Toplumda oluşan genel kanı Seçil Erzan'ın beceriksiz bir dolandırıcı olduğu yönünde. Hatta Erzan'la ilgili kendini kurtarmak için B, C planını bile hazırlamadığı için dalga geçenler var.
Erzan safı ve mağduru oynuyor da olabilir. Belki de Oscar'lık oynuyor ve birçok insanı anlattığı hikâyeye inandırıyor!
İşte bu durumun en net örneği. Areda Survey adlı bir araştırma şirketi Erzan'ın dolandırıcılık olayıyla ilgili bir anket düzenledi.
Ankette katılan Türkiye genelinde bin 752 kişiye "Bir banka müdürünün tanınan bazı futbolcuları fazla kazanç vaadiyle dolandırmasından sizce kim sorumludur?" sorusu yöneltildi.
Ankete katılanların yüzde 45.9'u dolandırılma konusunda "Futbolcuların kendileri sorumludur" yanıtını verdi. Yüzde 30.5'i kurum olarak bankayı sorumlu buldu.
Eşeği çalınan Nasreddin Hoca'nın fıkrasında sorduğu gibi "Hırsızın hiç mi suçu yok?" sorusu aklınıza geldi değil mi?
Elbette asıl suçlu Seçil Erzan ama ankete katılanların sadece yüzde 23.6'sı bu dolandırıcılık olayında Erzan'ı sorumlu gördü iyi mi?
45,9 ve 30,5 toplarsak bu anket aslında toplumun yüzde 76,4'ünün Erzan'ın yanında olduğunu gösteriyor.
Demek ki, Erzan şu ana kadar süreci çok iyi yönetiyor!
Hadi itiraf edelim; insanlarda çok zengin futbolcuların dolandırılmasından gizli bir keyif alma duygusu var.
Elbette açgözlülüğün, yasa dışı yollardan para kazanma hevesinin ilahi adalete toslaması bu hikâyeyi dinleyenleri tatmin ediyor.
Birçok insan içinden "Oh iyi oldu" da diyordur.
Peki, Erzan kısa süre hapis yatıp, sonra on milyonlarca dolarıyla yurt dışında keyif sürerse ne düşünürsünüz?
"Yazık oldu futbolculara, kız herkesi kandırdı" mı dersiniz?
Yoksa "Aferin kıza, iyi keriz silkeledi ve şimdi hayatın tadını çıkarıyor mu?" dersiniz?

***


KURYELER ÖNCE KURALLARA UYMALI!
Ulaştırma Bakanlığı, kuryelerle ilgili yeni bir yasal düzenleme üzerinde çalışıyor.
Yasa taslağına göre internet alışveriş firmalarının belirli bir sürede teslimat yapma taahhütleri yasaklanacak. Bu güzel bir gelişme, böylece kuryelerin acele etmelerine gerek kalmayacak ve kazalar azalacak. Peki, yemeğin çabuk gelmesini bekleyen müşteri ne diyecek bu duruma?
Tasarıya göre kuryelerin kullandığı motosikletler 10 yaşından, otomobiller ise 20 yaşından büyük olamayacak. Bence motosiklet yaşı daha da düşebilirdi!



Ayrıca işverenler kuryenin güvenliği için gerekli ekipmanları temin etmekle yükümlü olacak. Peki, kaskı olmayan ya da kask takmayandan işveren mi sorumlu olacak?
Kuryelerin giydikleri reflektif yeleklerde de görünürlüğünü artırmak amacıyla "kurye" ibaresi bulunacak. Umarım bu değişiklikten sonra kuryeler kendilerini ayrıcalıklı hissedip "Açılın kurye geliyor" deyip kurallara uymamazlık etmezler.
Zaten temel sorun kuryelerin kurallara uymamaları!
Keşke tasarıda yaya geçidinden geçme, kırmızı ışıkta durmama, kaldırımda motosiklet kullanma, yolda ters yönden gitme gibi kural ihlallerinin para cezası artırılsaydı!
Tasarıda kurallara birkaç kez uymayanlara da meslekten men cezası maddesi de yer alsaydı!

***


YUNAN ADALARI BODRUM'U FRENLER Mİ?
Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in Türklerin Yunan adalarını 7 gün boyunca vizesiz gezebileceğini açıklaması ülkemizde büyük ilgi gördü.
Türkiye ve Yunanistan'daki tur operatörleri şimdiden hazırlıklara başladılar.



Elbette bu anlaşmadan en karlı çıkacaklar Yunan adalarındaki turizm işletmeleri olacak.
Bu işten en zararlı çıkacaklar ise Bodrum, Çeşme başta olmak üzere Ege'deki turizm işletmeleri olabilir!
Yerli turistlerde Yunan adalarına gitme eğilimi artabilir.
Belki de bu gelişmeyle "Döviz yükseldi, vize almak da zor, bize gelmeye mecburlar" diye fiyatları sürekli yükselten Türk işletmeleri biraz frene basar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA