Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞİRİN SEVER

'Ölüyorum' diye bu kadar mutlu olmak ne acayip şey!

Hikaye gerçek ama o kadar da inanılmaz... Tüylerinizi diken diken edecek kadar dokunaklı ayrıca. Geçen hafta gazetelerde vardı, okumayanlar varsa, buyursun okusun lütfen: Sinir sistemini etkileyerek yavaş yavaş ölüme götüren MS hastalığına yakalanan 46 yaşındaki Debbie Purdy'nin hikâyesi bu. Gün gelip de hastalığı dayanılmaz bir hal alınca, ötenazi kararı alıyor Debbie. Bu uygulama İnglitere'de yasak olduğu için de, İsviçre'deki bir ötenazi merkezine gitmeye karar veriyor... Durun! Asıl hikaye bundan sonra başlıyor asıl. Tam filmlik hem de... Yıllardır tekerlekli sandalyeden kalkamadığı için, başka birinin kendisini kliniğe yatırması gerekiyor. Haliyle avukatlarına soruyor: Bu görevi kocam üstlenirse ne olur? Aldığı yanıtla şoke oluyor: Eğer kocan seni o kliniğe yatırırsa, İngiltere yasalarına göre cinayete yardımdan 14 yıl hapis cezası alır! Ne pahasına olursa olsun; acı çekmeden, sürünmeden, 'kaliteli' bir ölüm isteyen Debby yılmıyor, bir yıl boyunca mücadele ediyor. Konu yüksek yargıya kadar taşınıyor ve geçtiğimiz hafta beklenen karar açıklanıyor: Ötenazi isteyen hastaların yakınlarının bu durumda ne tür bir yaptırımla karşı karşıya kalacakları bir an önce belirlenmelidir... Bekliyor Debbie. Çaresizce istediği 'o' karar çıkarsa hemen ölümü seçecek. Bu bile o kadar önemli bir adım ki onun için; 'hayatımı bana geri verdiler' diyerek sevinç çığlıkları atabiliyor hem de. Düşünsenize bunu... 'Ölüyorum' diye bu kadar sevinen bu insan, kimbilir neler yaşıyor kendi dünyasında. Bizim için korkunç olan 'ölüm'ü düşlemek, başkaları için kurtuluş olabiliyor demek... Bunu tarif etmek bile çok zor ama baksanıza, tek bir fotoğraf bile anlatmaya yetiyor bazı şeyleri.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA