Yukarıda yazdıklarım meseleye genel bakışımla ilgili. Paralı/gösterişli/ şöhretli camiada üç aşağı beş yukarı benzer şeyler yaşanıyor ne de olsa... Fakat, madem Tuğba Erbil şu sıra gündemde, gelin onu konuşalım biraz da... Günlerdir gazetelere verdiği demeçler sonrası Tuğba Erbil herkesin gözünde puan kaybetti. 'Aldatılan kadın' imajı çiziyordu, artık 'paragöz kadın' imajıyla hafızalarda. Kadın dayanışması bile kalmadı ortada, herkes gerçek yüzünü gördü, 'kıl' olmaya başladı ona. Mehmet Ali Erbil de sütten çıkmış ak kaşık değil; ne evliyken yapabiliyor ne de yalnız tamam ama herkes kendinden sorumlu değil midir aslında? Gazeteci Özay Şendir dün twitter'da olayı çok kısa ve öz açıklamıştı; beğendim: "Adam evliyken onunla ilişkiye girdi ama onunla evliyken adam başkası ile ilişkiye girdi diye kıyameti koparıyor. Farkınız var mı?" İşte bu kadar! Tuğba Erbil'in 'hak etmediği şeyleri' istediğini düşünmeyen de yok neredeyse. İşin en fena yanı da mağdur kadını oynaması hâlâ... "Ali Sadi'nin yatağı yokmuş yeni evlerinde. Annesiyle yatıyormuş..." Vah vah! 25 tane Louis Vuitton gözlüğü varmış, onları satsa ya! Ne gereksiz bir açıklama! Sonra kalkıp diyor ki: "Kumarda gecede 100 bin lira veren adama ayda 40 bin lira nafaka çok mu?" Boşanmak üzere olduğu kocası da cevabı verdi: "Bir gecede 100 bin lira kaybeden adamın yanında oturan kadın delirmez mi? Şimdi konuşmak için sustu galiba!" Bayan Erbil bununla da kalmamış ve demiş ki: "M.Ali'nin eski karıları arıyorlar, ağlıyorlar. M.Ali kadınlar ona bağımlı kalsın istiyor..." Tuğba Hanım'ın bağımsız bir kadın olduğu her halinden belli tabii! Bir erkeğe bağımlı olmak istemeyen kadın, ondan kamyon yüküyle para alarak değil, kendisi çalışıp kazanarak devam etmez mi yoluna? Ama Tuğba Erbil'e 'hiç çalışmamış' diyenler de ayıp ediyor gerçekten... Geçen sene televizyon programı yaptı ya! Şaka bir yana, merak ediyorum: Öğretmen Ali Bey'in eşi olsaydı yapabilir miydi o programı? Derdim bağcıyı dövmek falan değil... Ama keşke Tuğba Hanım, boşanacağı kocasını yolunacak kaz gibi görmemeyi ona öğretecek bir avukat bulsaymış kendine. Avukatın da hayırlısı lazım çünkü! Düşünün... Mehmet Ali Erbil, Tuğba Hanım yüzünden Sedef Altuntaş'tan boşanırken; Sedef Altuntaş'ın avukatlığını yapan kişi, şimdi Tuğba Erbil'in avukatı. Bu boşanmanın hiçbir yerinde etik yok, en azından o belli.