Yeni Anayasa ve millî mutabakat
Başbakan Erdoğan'ın Yeni Türkiye'ye yazdığı 'Yeni Bir Türkiye İçin Yeni Bir Anayasa' yazısı dünkü Sabah Gazetesi tarafından aynen yayınlandı. Hangi siyasî görüşten olursa olsun bütün okuyucularımın, Başbakan'ın siyasî polemikten tamamen uzak bu yazısını peşin hükümlerden sıyrılarak okumalarını tavsiye ediyorum. Bu yazı, 'Yeni Anayasa'nın ruhu üzerinde bütün vatandaşlarımızın rahatlıkla mutabakata varacağı bir zemini ifade etmektedir. Başbakan Erdoğan'ın, Yeni Anayasa'ya duyulan ihtiyacı, işaret ettiği ilkeleri, insanı öne çıkaran ve herkesi kucaklayan yeni toplumsal sözleşmesini, inatlaşmayı bırakıp hüsnüniyetle değerlendirirsek, Yeni Anayasa'nın mart sonundan önce dahi tamamlanması mümkün olabilir.
CHP'nin sorunu, Yeni Anayasa konusunda parti içi kanatlar bakımından anlaşmanın sağlanamamasıdır. Buna rağmen, genel ilkeler ve yargı konusundaki bazı ihtilaflara rağmen, CHP iyi niyetli davranırsa anlaşma olabilecektir.
MHP'nin kırmızı çizgisi, aslında milletin çok büyük çoğunluğunun kırmızı çizgisidir. 'Türk Milleti', 'Türk Vatandaşı' gibi ifadeler, bir avuç ırkçı-bölücü teröristi memnun etmek için tümüyle Anayasa'dan çıkarılırsa, böyle bir anayasayı referandumda kabul ettirmek mümkün değildir. Ancak, başlangıç, egemenlik gibi birkaç maddenin haricinde bu ifadeler çıkarılabilir. Meselâ, 66. madde 'Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı' olarak değiştirilebilir.
1. Vatandaşlık tarifinin değiştirilmesi ve 'Türk' sözünün kaldırılması. Vatandaşlık tarifi daha kapsayıcı bir şekilde değiştirilebilir ancak 'Türk' ve 'Türk Milleti' çıkarılamaz.
2. Farklı dil ve kültürlerin güvence altına alınması. Ayrı ayrı saymamak şartıyla bu durum teminat altına alınabilir.
3. Anadillerin her alanda kullanılması. Ana diller kamu hizmetlerinde ihtiyaç hâlinde kullanılabilir ama eğitim dili olamazlar. Sadece talep üzerine öğretilmesi sağlanabilir.
4. Özerklik verilmesi. Hiçbir şekilde üniter devletten ayrı bir özerklik verilmesi düşünülemez. Bu takdirde ülkenin parçalanması kaçınılmazdır.
Aslında, BDP'nin de olmayacak talepler üzerinde ısrardan vazgeçerek herkesi ve her kesimi memnun edecek ılımlı bir toplumsal sözleşme üzerinde mutabakata varması, ulaşılan merhaleyi gerçekçi şekilde değerlendirmesi 'mutlu son'a katkıda bulunabilecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.