
Cemil Çiçek
Ben Cemil Çiçek'i ilk olarak 1982'de ANAP Kurucusu olarak tanımıştım.
Demek ki 30 yıldan beri devam eden bir dostluğumuz var. 1987'de Özal'ın Başbakanlığı esnasında aynı kabinede O Devlet Bakanı, ben de Millî Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı olarak çalışmıştık.
Cemil Çiçek, 18., 20., 21., 22., 23. ve 24. dönem olmak üzere tam 6 dönem milletvekilliği yaptı. Ayrıca, ANAP adayı olarak Yozgat Belediye Başkanlığı'na seçildi. Özal Hükûmeti'nde Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı yaptı; ayrıca birlikte gençlik projeleri uyguladık. Cemil Çiçek, 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekilliğine seçilerek 58. ve 59. Hükûmet dönemlerinde yaklaşık 5 yıl müddetle Adalet Bakanlığı yaptı. Çiçek, son derece muktedir bir Adalet Bakanı olmakla kalmamış Hükûmet Sözcüsü olarak da bu iktidarın yüzünü ağartmış ve en zor meselelerde her yere yetişerek boşlukları doldurabilmiştir.
2007-2011 arasında dört yıl müddetle ifa ettiği Başbakan Yardımcılığı görevinde de üstün başarı göstermiştir.
4 Temmuz 2011'den itibaren deruhte ettiği TBMM Başkanlığı görevini de aynı ciddiyet ve ehliyetle bihakkın yerine getirmiş; bir taraftan TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu teşkil etmeyi ve çalışmalarını sürdürmeyi başarırken, kendi siyasî ekolünü incitmeden siyasî partiler arasında gerekli dengeleri kurabilmiş; diğer taraftan TBMM personelini 'yürüyen' personel olmaktan çıkarmış ve 'koşan' personel hâline dönüştürmüştür.
Peşin hükümlerinden ve dostluk sempatisinden arınarak şu gerçeği rahatlıkla ifade edebilirim: Cemil Çiçek, son dönemde yetişen en değerli, zeki ve ferasetli devlet adamlarımızdan biridir. Türkiye'nin AB müzakerelerinin eşiğine kadar gelmesinde, Çiçek'in Adalet Bakanı iken çıkardığı uyum/reform paketlerinin rolünü unutamayız. Başbakan Erdoğan'ın öncülüğünde gerçekleştirilen 'sessiz devrim'e Gül ve Çiçek de damgasını vurmuştur. Türkçemizi güzel konuşan, zengin bir kelime ve deyim haznesi bulunan TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in dili 'Yeni Anayasa' için örnek alınmalıdır.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in şu veciz sözünü hepimizin benimsemesi gerektiğini düşünüyorum: 'Ben yaşadığım her günü hayatımın son günü gibi yaşarım'.
Çiçek Başkanımızın iki yıllık TBMM faaliyetlerinden küçük bir demet sunalım:













En önemlisi de 'Katılımcı yönetim anlayışı' çerçevesinde pek çok proje yapılarak uygulanmasına geçilmiştir.
Son olarak şu tespitimi yazayım: TBMM'de artık idareciler ve personel gerçekten yürümüyor, koşuyor... Faaliyetlerin, projelerin peşinde koşuyor. Başkan'ın deyimiyle günde 18 saat çalışıyor. Ve Meclis'in çehresi değişiyor.
Değerli dostum Cemil Çiçek'i ikinci Meclis Başkanlığı için gönülden tebrik ediyor, daha nice yıllar aziz 'Türk Milleti'ne ve 'Türkiye'ye hizmet etmesini diliyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.