Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Yunanistan’ın anladığı dil

Türkiye'nin bugünlerde Yunanistan'la yeni bir gerilime ihtiyacı da yok niyeti de. Zaten Türkiye'nin dış politikası yeterince dinamik ve karmaşık. Suriye'ye bir askeri harekât bekliyoruz. Burnumuzun dibinde Ukrayna Savaşı tüm etkileriyle devam ediyor. Bu ay içerisinde İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik müzakereleri sürüyor. O nedenle durduk yere adalar üzerinden yeni bir çekişme Türkiye'nin en son isteyeceği hallerden biridir.
Ancak dış politikada gündeminizi nadiren siz belirlersiniz. Çevrenizdekilerin yapıp ettiklerine de cevaplar üretmekte kalırsınız. Yunanistan da sorun çıkarmakta pek mahir ve Türkiye takıntısı da çok yüksek olduğundan kendini Türkiye gündeminde tutmanın bir yolunu hep buluyor.
Dahası Türkiye bu tür gündemlerde diplomatik çabayı hep ön plana çıkartıyor. Ama belli bir saatten sonra dişlerini göstermek zorunda da kalıyor. Zira Yunanistan, Türkiye'nin sertleştiğini görene kadar provokatif tavrını sürdürmeyi alışkanlık haline getirmiş bir ülkedir.
Adalar konusu da benzer bir şekilde gelişti. Uluslararası anlaşmaların tamamında bu adaların silahsız olması gerektiği en açık biçimde belirtilmiş. Ancak Yunanistan tüm anlaşmalara rağmen bu prensipleri çiğnemekle kalmıyor, kışkırtıcı bir tavırla Yunan siyasetçiler adalarda denetleme falan yapıyor.
Doğal olarak da Türkiye uzun süredir her türlü diplomatik yöntemle Yunanistan'ı anlaşmalara uymaya çağırıyor. Bundan birkaç ay öncesine kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili olarak, "Dışişleri Bakanlığımız gerekli uyarıları yapmıştır. Daha fazla bu konuyu büyütmek istemiyoruz. Yunanistan anlaşmaların gereklerini yerine getirmelidir" mealinden açıklamalar yaptı.
Ama buna rağmen Yunanistan geri adım atmayınca Cumhurbaşkanı da devreye girdi ve oldukça haklı ve ayarında bir açıklama yaptı. "Şaka yapmıyorum" dedi. Maalesef Yunanistan bu dili özellikle tercih ediyor. İkili müzakerelerden kaçıp Batılı ülkelerin arkasına saklanarak iş çevirmeye devam ediyor. Bu nedenle Türkiye'nin seçenekleri de oldukça kısıtlı. Türkiye şimdilik adaların egemenlik statülerini tartışmaya açarak önümüzdeki dönemde her türlü seçeneğin masada olduğunu ima ediyor.
Bu hikâyeden bile Türkiye'yi eleştirmeye çalışanlar var. Türkiye'nin sert tavır takındığını söylüyorlar. İyi de Yunanistan'ın anladığı başka bir dil biliyor musunuz? Türkiye yeterince meşgulken bunu kendisi için ucuz fırsata dönüştürmekte ısrar eden Yunanistan'a bazı şeylerin çok daha açıkça anlatılması bir tercihten çok zorunluluk.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA