Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Kalp biatınızı yenileyin

Kur'an-ı Kerim ve hadislerde kullanılan biat (veya bey'at) ahit ve söz anlamına gelir. Biat aynı zamanda bir seçimdir.
Yemindir. Ahittir. Akittir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) önemli bazı kararlar öncesi sahabeyle biatını tazelemiştir.
Sahabeyle sözleşmiş, sahabeden söz almıştır.
Bunun önemli örneklerinden biri Mekke'nin zor zamanlarında Medine hicretinden önce Mekke'de yapılan 'Akabe' bey'atleridir.
Orada Medineli Müslümanlar Hz. Peygamber'le (s.a.v.) el ele tutuşarak Medine'ye gelmesi durumunda onu aileleri gibi koruyacaklarına söz vermişlerdir.
Peygamberliğin 12. yılında Hz.
Peygamber'le (s.a.v.) sözleşen ilk Medineli ekip (12 kişiydiler ve gizli, dar bir vadide, Akabe denilen yerde buluştular.) şu konularda Hz.
Peygamber'e (s.a.v.) söz verdiler:
1- Allah'a hiçbir şeyi eş ve ortak koşmayacaklar.
2- Hırsızlık yapmayacaklar.
3- Zinada bulunmayacaklar.
4- Çocuklarını öldürmeyecekler.
5- Kimseye iftira etmeyecekler.
6- Hiçbir hayırlı işe direnmeyecekler.
Sahabe bu sözleri verip sözleştiler.
Sayıları 12 idi. Kararlıydılar. Tarihin akışını değiştiren ilk adımı attılar. Mekke'ye 10 km'lik bir gizli yerde bu sözü verdiler. Bu söz Medine hicretinin de yolunu açtı.
Bir yıl sonra bu sefer 75 Müslüman'la Mekke'ye geldi Medineliler. Gece yarısı Hz.
Peygamberimizin amcası Hz. Abbas'ın da bulunduğu bir ortamda yine gözlerden uzak, gizlice görüştüler.
O gece Medine'den gelen Hz. Esad bin Zürare söz aldı ve "Peygamberimize özetle şöyle seslendi: "Medine'ye gelin. Size yardımcı olacağız. Uğrunuzda canımızı vereceğiz.
Biz atalarımızın dinini reddederek sana geldik. Kanın kanımızdır, canın canımızdır.
Evlatlarımızı, kadınlarımızı ve sevdiklerimizi esirgediğimiz gibi seni ve aileni koruyacağız. Eğer ahdimizi bozarsak Allah'ın ahdini bozanlar gibi olalım." Sözün burasında Es'ad şöyle devam etti:
"Ey Allah'ın elçisi bizden kendin için istediğin ahdini al. Allah için istediğin şartı da koş." Hz. Peygamber (s.a.v.) bazı ayetler okuduktan sonra şöyle buyurdu:
"Allah için istediğim söz şudur; 'O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Namazı kılın. Sadakayı verin. Kendim için ise şunu istiyorum. Allah'ın peygamberi olduğuma şehadet edin. Kendinizi, çocuklarınızı, kadınlarınızı koruduğunuz şeylerden beni de koruyun.' Hz. Abdullah bin Revaha kalktı ve "bunu yaparsak bize ne var" diye sordu.
Efendimiz, 'Cennet var' cümlesini kullandı.
Gelen ekip Hz. Peygamber'le (s.a.v.) ahitleştiler.
Ona biat ettiler.
Medine öncesi Efendimiz ortamı böyle sağladı. Ve orada bulunanlardan -bey'atıkabul etti.
Bu bey'atın (biat) en anlamlı olduğu günlerden birisi de Hudeybiye'de 'ölüm ve direnme' üzerine yapılan rıdvan biatıdır (ki onu başka bir yazımızda ele alalım.) Bazı insanların anlamakta zorlandığı biat kelimesinin tarihi süreci ve kullanılış amacı buydu işte.
O halde Yüce Rabbe, Hz. Resul'e ve güvenilen müminlere biat tarihi ve dini bir emirdir. Yüce Allah'a yapılan biat;
O'nun kitabına bağlılık anlamına gelir. Hz.
Peygamber'e (s.a.v.) yapılan biat O'nun peygamberliğine ve sünnetine bağlılığı ilan anlamına gelir.
Güvenilir müminler, dine bağlı emir sahiplerine yapılan biat ise (Kur'an'ı ve sünnete bağlı oldukça) yürünen kutlu yolda beraber olmak anlamında kullanılır. İlk dört halifeye olan biat da bu anlamdadır.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de Hz.
Peygamber'le yapılan biatın Allah'a yapılan biat olduğunu ilan ediyor. (Fetih suresi, 18. Ayet) O halde Allah ve Resulüyle biatınız devam ediyor mu? Müminlere ahdiniz devam ediyor mu diye kendinizi sorgulamak durumundasınız.
Allah ve Resulü ile olan ahdinizi yenileyin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA