CHP Grup Başkanvekili, yani Kılıçdaroğlu'ndan sonra CHP'yi Millet Meclisi'nde en yüksek temsil makamında olan kişilerden Engin Özkoç katıldığı bir canlı yayında şöyle demiş:
"Başka bir egemen gücün müdahalesine gerek kalmadan parlamenter sistemi yeniden inşa etmeliyiz."
Başka ne demiş:
"Irak'ta saray var mıydı? Vardı. Bir diktatör de var mıydı? Vardı. Orada ABD ile iş birliği içerisinde miydi? Evet öyleydi. Yıllarca beraber Libya ile diğerleriyle, Mısır ile olduğu gibi mücadele alanı yürütüldü. Türkiye'de saray var mı? Var. Eskiden olduğu gibi bir Pembe Köşk'ten, Çankaya Köşkü'nden bahsetmiyoruz. Mütevazilikten bahsetmiyoruz, saraydan bahsediyoruz. Türkiye'de bir diktatör var mı? Var. Ortadoğu'da nasıl demokrasi yok, saraylar var. Halkın çıkarlarını gözeteceğiz diye bir anlayış yükseldiyse, Türkiye'de de aynı şekilde buna benzer bir beka sorunu vardır."
Şimdi ben Külliye'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin tapulu malı olduğunu mu anlatayım, Başkan Erdoğan'ın "Adam kazandı" sözlerinde ifadesini bulan yüzde 52 halk desteği ile seçilmiş olduğundan mı bahsedeyim? Erdoğan'dan önceki Türkiye'de Kürdün sesinin, dindarın hakkının, gayrimüslimin adının olmadığının mı anlatayım? Yoksa yapımı 1932'de biten Çankaya Köşkü yerine Dolmabahçe'de ikamet eden Atatürk'ü mü hatırlatayım?
Hiçbiri. Çünkü lafı uzatmaya gerek yok. Burada önemli olan esas nokta şudur: CHP, nasıl seçmenini HDP ile ittifaka ikna ettiyse, şimdi de olası bir işgalin dahi Erdoğan'ın tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesine yeğ olduğunu açıkça ifade ediyor.
Özkoç'un tezi, Amerika Saddam'ı devirirken neo-conların kullandıklarının birebir aynısıdır. Bu mantık yürütmenin ucu "Edirne'ye Enver gireceğine, Bulgar girsin" diyenlerin zihniyetine çıkar. Sorsan Damat Ferit düşmanıdırlar!
Günümüzden örnek isterseniz FETÖ elebaşının darbeden hemen sonra yaptığı "Haçlı'nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir" açıklaması akla gelir. Sorsan FETÖ karşıtıdırlar!
Ne demişti Kılıçdaroğlu: "Kuvâyi Milliye geleneğinden geliyorum! Bu mu sizin "millî kuvvetler" anlayışınız? Bu mu Atatürk'ün kurduğu parti olmakla övünenlerin geldiği nokta? Size yazıklar olsun.
O salonda Atatürk portresi altına doluşup da bu işgal sevici sözlere tek çift laf etmeyenlere de yazıklar olsun.
Gençliğe Hitabe'yi ciğerini söke söke okumak değil mesele. Mesele, Erdoğan düşmanlığı diye diye işgal seviciliğine çıkan yolu görebilmekte; dahili bedhahların adını doğru koyabilmekte!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
