Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

CHP ve 3 general

Kemal Kılıçdaroğlu, son grup toplantısında, "3 general" meselesine temas etti. Hükûmetin, "hak arama özgürlüğünü" vatandaşın elinden aldığını belirtti: "Yargıdan benim düşündüğüm gibi karar çıkmadı. Ben yeni bir yasa çıkarırım, onlara gösteririm... Bu bir şantajdır."
Oysa, ihtilâfın doğduğu noktaya geri dönmek gerekir. Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesine göre, haklarında dava açılan asker kişiler, terfi edemez. Siyasi iradenin karşı çıkmasına rağmen, Yüksek Askeri Şûra, bu 3 generalin terfi etmesi kararını verdi. Madem Kılıçdaroğlu sivil otoritenin hâkimiyetine inanıyor, o zaman, bakan ve başbakanın Şûra'nın terfi kararını yürürlüğe sokmamasını da onaylamalıydı. Sivil otorite ve askeri otorite, Şûra'da birbirine ters düştü; bunun üzerine, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, terfi kararnamesini yazıp, başbakana göndermedi.
Kim haklı? Kanuna rağmen, 3 generalin terfii için ısrar eden askerler mi? Yoksa, Personel Kanunu'nun 65. maddesinin uygulanmasını isteyen siviller mi? Hem "Askerler sivil otoriteye tâbidir" demek, hem de, Yüksek Askeri Şûra sırasında "Atamalarda teamüllere bağlı kalmalıyız" diye hükûmeti uyarmak; sivil idareyi geçerli kılmaya çalışan siyasi iktidara karşı eleştirel bir tavır almak, önemli bir çelişki değil mi?
Kaldı ki, CHP'nin, demokratik ülkelerde eşi bulunmayan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kararına sahip çıkmak yerine, bu mahkemenin kaldırılması için gayret sarf etmesi, bugüne kadar o mahkemeyi yerinde tuttuğu için hükûmeti eleştirmesi daha doğru olmaz mıydı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA