28 Şubat'ın yaraları sarılıyor

Üniversitelere girişte, meslek liseleri ile düz liseler arasındaki katsayı farkının kaldırılması için yasal düzenleme yapılacak. Herhalde bu şekilde, Danıştay engelini aşmak düşünülüyor. Ama konu Anayasa Mahkemesi'ne intikal edebilir.
AK Parti iktidara gelir gelmez, bu meseleyi ele aldı. İlk adımını, Yükseköğretim Kanunu'nu değiştirmek ve YÖK'ün mevcut yapısını kırmak için, 2003'te attı. Kıyamet koptu. Üniversite yöneticileri, o tarihte Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök'le görüşüp, şikâyetlerini dile getirdiler. Ayrıca Ergenekon sanığı, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'la, aralarında İstanbul Üniversitesi rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun da bulunduğu bir grup üniversite profesörü, gizlice bir araya geldi. Anıt Kabir'e yürüdüler; "Ordu göreve" pankartı bile açıldı. Ama Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üyelerini cumhurbaşkanı atadığı için, "Çankaya ele geçirilince!" (Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilince) YÖK'ün yapısı zaman içinde büyük ölçüde değişti.
Yeni YÖK öncekatsayı farkını tamamen kaldırmaya yeltendi; Danıştay bozdu. İkinci defa, üniversiteye giriş sınavında, "alan içi" tercihlerde 0.15, "alan dışı" tercihlerde 0.13 katsayısının kullanılması YÖK tarafından benimsendi. Danıştay buna da karşı çıktı. En son, "alan içinde" 0.15, "alan dışında" 0.12 katsayısı kabul gördü. Danıştay, nihayet onayladı. Bu fevkalâde keyfi bir tavırdı. Danıştay, "hukuka uygunluk" yerine, "yerindelik" denetimi yapıyordu. Oysa 28 Şubat döneminde, katsayıyı YÖK'ün değiştireceğini ve kendisinin müdahale edemeyeceğini belirterek farklı katsayısı uygulamasına ses çıkarmamıştı. 2010'da, yeni YÖK'e adeta kök söktürdü. Şimdi, ayrımcılık kökten kaldırılıyor. Sınava girip başaran öğrenci, ister meslek lisesi mezunu olsun, ister düz lise, katsayı engeliyle karşılaşmadan üniversiteye devam edebilecek.
28 Şubatçılara ve destekçilerine sormak isterim: İmam Hatiplilerin üniversitede okumalarını engellemek için sarf edilen gayretler boşa çıktı. Kaybolan yıllara yazık değil mi?