ÖYM'ler ve yetkileri

Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) yeniden düzenlenme gerekçesini AK Partili Ahmet İyimaya (Haber Türk-29 Haziran 2012) itiraf etti. Türkiye, bir zamanlar, Roosevelt dönemindeki ABD'de olduğu gibi, bir "hâkimler devleti" haline gelmiş, bu yüzden, soruşturmalar için izin sistemi getirilecekmiş.
Bir süredir bütün amacın ön izin sistemi getirmek olduğunu yazıyorum. Çünkü ÖYM'lerin, diğerlerine kıyasla, yasadan kaynaklanan çok fazla yetkisi yok. Tartışma uygulamadan, bir de, yargılanan kişilerin bilinir olmasından doğuyor.
Nedir ÖYM'lerin diğerlerinden farkı?
1) Gözaltı süresi 24 saat yerine 48 saat. Zaruri hallerde 4 güne kadar uzatılabiliyor.
2) İlk 24 saat içinde şüpheli avukatıyla görüşemiyor.
3) Özel Yetkili Mahkemelerin baktığı katalog suçlarda, tutukluluğun üst sınırı 5 değil 10 yıl.
4) Avukatlar ancak iddianame tamamlanıp, mahkeme kabul ettikten sonra delillere ve tanık ifadelerine ulaşabiliyor.
5) Önceden davet yapılmaksızın şüphelinin acilen mahkemede hazır bulunması istenebiliyor.
6) Soruşturmanın başlaması için ön izin şartı yok. Yani herkese dokunabiliyorlar.
Özel Yetkili Mahkemelere, -ki bunlar ihtisas mahkemesi- yukarıda sıraladığımız imkânlar tanınıyor. Zira farklı illeri etkileyen, karmaşık ilişkilerin bulunduğu organize suç örgütlerinin davalarına bakıyorlar. (Uyuşturucu kaçakçıları, cebir ve tehdit uygulayan çıkar amaçlı suç örgütleri, Türk Ceza Kanunu'nun 2. kitabının, 4'üncü kısmında yer alan devletin güvenliğine, anayasal düzene, milli savunmaya ve casusluğa ilişkin davalar) Dolayısıyla, belirli bir süre delillere ulaşılamaması ya da 24 saat avukatla temas kurulamaması suçun niteliği gereği. Uyuşturucu kaçakçısı ya da bir terör zanlısı, hemen delillere ulaştığı takdirde, örgütün diğer elemanlarının tedbir alma fırsatı olacaktır. Ya da avukatlar vasıtasıyla bilgiler, işbirlikçilere iletilebilir. Amaç, deliller tam olarak toplanmadan sızıntıyı önlemek. Zaten, davet yapılmaksızın acilen mahkemede şüphelilerin hazır bulunmalarını sağlamakta da benzer kaygılar rol oynuyor. Bütün bu tedbirler, mahkemelerden ziyade, suçun niteliğinden kaynaklanıyor. Bu suçlar, ortadan kalkmayacağına göre, başka bir ad altında ihtisas mahkemesi kursanız da, aynı usul devam edecektir.