Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Suriye masasında yem olmayalım

Suriye, Türkiye'nin iç meselesi haline geldi. PKK terörünün bölgedeki kaostan etkilendiğini düşünen çok sayıda insan var. Biz, Suriye muhalefetiyle omuz omuza olunca, Beşar Esad da, Türkiye'nin zayıf karnından vuruyor. İktidar devrildiği takdirde, kargaşanın biteceği ve taşların yerine oturacağı umudunu taşıyoruz. Sürecin uzaması Türkiye'nin aleyhine. Ama mesele bununla da sınırlı değil. Radikal'den Fehim Taştekin "Hatay'ın korkusu Peşaver olmak" diye yazmış. Malum, Usame Bin Ladin, Kızıl Ordu 1979'da Kabil'i işgal edince, Peşaver'e (Pakistan) gitmiş, orada Afgan mücahit liderleriyle tanışmıştı. 1988'de de El Kaide'yi kurmuştu.
İddia o ki, Libyalı, Pakistanlı, Afgan ya da Çeçen savaşçılar yasal yollardan Hatay'a geliyor, ev kiralıyor, buraya yerleşiyorlar. Bu söylenti ne kadar doğru bilemiyorum. Eğer böyle bir durum varsa, gün gelir denetimden çıkarlar mı, bunu da söylemek zor.
Türkiye'de Suriyeli mültecilerin barındığı sivil kamplar var; bir de askerlerin kaldığı ve 2 gün önce CHP'lilerin ziyaret etmek istediği Apaydın Çadır Kenti. Üçüncü kategoride ise, yukarıda belirttiğim gibi, pasaportlarıyla sınırdan geçen, paraları olan ve Hatay'a yerleşen kişiler. Bence esas tehlikeyi onlar oluşturuyor. Belki CHP, Apaydın yerine, bu konuya eğilse, daha doğru yapar.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, ülkemize sığınan askerlerin kaldığı kamp hakkında şu bilgileri verdi: "Buradaki askerlerin aileleri, halen Suriye'de yaşıyor. Yakınlarının ve kendilerinin tanınmasından ve can güvenliğinden kaynaklı bir endişe mevcut. Bu yüzden askerler, basın mensuplarının ve heyetlerin girmesini istemiyor. Bu kamptaki askerlerin giriş-çıkışları çok sıkı güvenlik tedbirleri altında yapılıyor; öyle ellerini kollarını sallayarak giremiyorlar. Çok sınırlı sayıda servislerle ve eskortla şehir merkezine götürülüp alışveriş yapmaları sağlanıyor. Biz gelenleri kimlik kontrolleri ve bilgileriyle alıyoruz. Eğer kamplar doluysa, yurtlara veya tesislere yerleştiriyoruz."
AFAD Başkanı Fuat Oktay'a inanmamak için hiçbir sebep yok. Zaten, Birleşmiş Milletler de bu yüzden, bir ülkede iç çatışma varsa, sivil ve askerlerin ayrı kamplarda barındırılması kuralını getirmiş ve mahremiyete önem vermiş.
Çeşitli şehir efsaneleri mevcut. "Kamp Suriyelilerin denetiminde" ya da "Silâhlı atış eğitimi yapıyorlar" gibi... Eğer CHP'nin engellenmesi, bu gibi olayları gizleme ihtiyacından kaynaklansaydı, onları kampa sokarak da, özel durumları görmelerine mani olunabilirdi. AFAD Başkanı'nın açıklaması bu yüzden inandırıcı. Zaten Dışişleri çevreleri de o açıklamaları teyit ediyor. Kılıçdaroğlu'nun "Biz ne bilelim albay mı, general mi, paşa mı?" demesini ise gayriciddi buldum. Kamp, orada kalan askerlerin itirazına rağmen ziyarete açılırsa, gizli bir fotoğraf çekilebilir; ya da isimler bir şekilde açığa çıkabilir.
Tekrar vurgulayayım: Hatay'ın Peşaver misali bir cihad merkezi haline gelmesi ihtimali asıl endişe verici. Özellikle bu vilayetimiz Arap Ortodokslarının, Alevilerin, her türlü meşrepten insanın bir arada yaşadığı bir kent. Provokasyonlar, sükûneti ve barışı bozabilir.
Netice itibariyle Türkiye 911 kilometre sınırı olan bir komşusuyla düşman haline geldi. Komşuda iç savaş var. Bütün iddialar doğru değilse bile, iç savaşın bir tarafı olduğumuz muhakkak. Hem de başı çekiyoruz...
Masaya oturacağız derken, masada yem olmayalım da!!!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA