"Aleviler konusunda hiçbir adım atılmadı" demek haksızlık. AK Parti iktidarından önce, devlet ricalinin Muharrem iftarına katıldığını pek hatırlamıyorum. Her ne kadar Aleviliğin "Biz de Ali'yi severiz" cümlesiyle özetlenmeye çalışıldığına, "Cemevi, ibadethane değil" ısrarıyla hatalı bir duruş sergilendiğine şahit oluyorsak da, Alevi Çalıştaylarıyla belirli bir mesafe kat edildiğini reddedemeyiz. Son demokrasi paketinde yer almamakla birlikte, hükümetin, cemevlerini bir "inanç merkezi" olarak tanıma eğiliminde olduğu, camilerin ve imamların yararlandığı imkânlardan cemevleri ve dedelerin de yararlanacağı belirtiliyor. Buna, cemevi inşası için arazi tahsisi de dahil.
Öte yandan mecburi din dersleri sürmekle birlikte, AİHM kararı doğrultusunda, öğrencilere bu derslere katılmama hakkı tanındı. Din Kültürü ve Ahlâk dersinin içeriği, Alevi inancını kapsayacak şekilde yeniden düzenlendi. Bu değişikliği kifayetsiz bulanlar çıkabilir. Din Kültürü ve Ahlâk dersinin, Sünni ağırlıklı olduğu söylenebilir. Ama Sünni hassasiyete sahip bir partinin mensuplarının, Alevi kimliğine ılımlı yaklaşımları yok farz edilemez. "Yetmez ama evet" demek daha doğru.
Muharrem ayının, Alevilerle kardeşliğimizin pekişmesine vesile olmasını diliyorum. Yiyeceğimiz aşureler için şimdiden afiyet olsun diyorum. Tatlı yiyelim, aramızda da tatlı konuşalım.