Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Ateş topu Londra

Altı, yedi yıldır, neredeyse kapı komşusu olmasına rağmen bir türlü gelemediğim Londra'ya, iki buçuk ay içinde ikinci kere indiğimde, taksinin arkasındaki yayla gibi yerde ayaklarımı uzatmış içimin sesini dinliyordum. Yağmur camları dışarıyı kapatacak derecede çizmişti, ışıklar, sarı, mavi, yeşil lekeler halinde parlıyordu. Yaşlı ama genç şoför güzel bir caz çalıyordu. Bana önümüzdeki günlerde de şehrin "ıslak" olacağını söylüyordu. Bense, kendi kendime, hayat, diyordum, ne yaşanabilecekken yaşanmamışlar ne de yaşanması gerekenlerdir. Hayat sadece yaşadıklarımızın toplamıdır. Kontrolsüz bir yanı var. İşte iki ayı artık zamanda iki kere bu kente gelmek de böyle bir şey. Ne tasarılarımda vardı ne tahayyülümde. Şimdi ise memnunum.
Böyle olunca insan şehrin neresine dağılacağını şaşırıyor. Zengin bir kent çokluk demek. Herkesin kendi meşrebince bir yanını kemireceği yerdir büyük kent. Sergiler, konserler, gece, sokaklar, geçmiş. Ve tabii hepsinden önemlisi insanlar. Büyük şehir eksantrik, çılgın, deli, tutkulu, aykırı insanların olduğu, yaşadığı ve ürettiği yerdir. Bir kenti farklı hale getiren, onu taşranın boğuculuğundan çıkaran bu aykırılıkların onun vitrinlerine ve kaldırımlarına yansımasıdır. Kendisini etrafındaki insan seline bırakan birisini bir mekân kendince bir yere çekip götürüyorsa orası şehirdir.
Etrafa bakıyorum. Gazeteleri okuyorum, sabahın köründe. Televizyonlarda harıl harıl tartışmalar... British Airways sendikalarla anlaşamadı. Çalışanlar greve gidiyor. Yolcular başka havayollarına aktarılıyor. Grevlerin ve protestoların şehri Londra'da Trafalgar Meydanı'nda gene bir gösteri var. Yağmur altında. Elleri arkalarında bağlı, silahları olmayan polisler sadece izliyor konuşmaları. Bizim 1 Mayıs'ta gene "sokmayız" diye direneceğimiz Taksim Meydanı'na karşılık, burada, insanlar büyük anıtın aslanları üstüne tırmanmış konuşuyor. Demokrasi!
Arkamda National Gallery var. Bütün Avrupa'nın görsel birikimi kapılarının arkasında. Otuz yıl oldu. Bir pazar sabahı o büyük ahşap kapıya dayanmıştım. Az sonra kapılar önümde açılacaktı ve oraya giren ilk kişi ben olacaktım. Nasılsa giriş ücreti alınmıyordu. Şimdi de öyle. Devlet müzeleri ücretsiz. Ama Ulusal Portre Galerisi'nde o kadar sevdiğim Irving Penn'in portreler sergisi, küçücük de olsa, parayla geziliyor. Üstelik de dünyanın en büyük finans şirketlerinden birisinin maddi desteğiyle düzenlenmiş sergi. Kapitalizm!
Sokaklarda yürüyorum. Bir cumartesi gecesi. Yağmur bindiriyor. Ve hiç kesilmiyor. Otelin civarında hiç sevmediğim Covent Garden'da Leicester Square'de dolaşıyorum. Barların duvarları patlayacak insan yükünden. Güzel İngiliz kızları yağmura ve soğuğa aldırmadan yarı çıplak dolaşıyor etrafta. Kapıların önünde sigara içiyor. Oğlanların üstünde sadece gömlek var ve yağmura aldırmadan dolaşıyorlar. Bir insan mahşeri burası.
Kapitalizm kapitalizmin düşmanı. Altı yıl önce buradaki hiçbir şey yerinde değil. Sadece yirmi beş yıl önce tanıdığım peynirci aynı küçücük mekânda, kelle peynirlerinin arasında, akşamın o saatinde bile kaybolmuş. Bakıyor. Çıkaramıyor hemen. Tanıtıyorum kendimi. Seksen yaşında var mı acaba diyorum, o arada, yanımda getirdiğim, çok sevdiği kuru incirleri veriyorum. Gülüyor. Arkaya geç diyor. Sadece, ne diyeyim, hatırlı müşterilerine yaptığı gibi o incirle art arda peynirler ve hepsiyle ayrı bir şarap ikram ediyor.
Sinemaya giriyorum sonra. Tolstoy'un son yılları. Son İstasyon adını taşıyor zaten. Çok kötü bir film. Bittiğinde yazdığım kitabı o gün tamamladığımı düşünüyorum, ama iyi diyorum, son istasyon değil, kendi kendime gülümsüyorum. Çıkıyorum. Yağmur hâlâ yağıyor. Kalabalık ve sarhoşluk artmış. Londra'ya bakıyorum, yahu diyorum içimde, bu şehrin insanları, kendisini mi arıyor, kendisinden mi kaçıyor? Genç bir kız önümü kesiyor. Sigara diyor. Bıraktım diyorum. Ama beni bırakamazsın diyor. Onun için bıraktım deyip yürüyorum.
Otelin kapısından içeri giriyorum, Londra bir ateş topu gibi dışarıda kalıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA