Şekerbank Genel Müdür Hasan Basri Göktan, büyük değişim projesini SABAH'a anlattı. Bankanın logosundan hizmet sunumuna kadar kapsamlı yenilikler yaptıklarını belirten Göktan, Şekerbank Genel Müdürlüğü'nün sonbahara kadar İstanbul'a taşınacağını açıkladı. Göktan, bankaların, enflasyonun düştüğü ortama uyum sağlayacaklarını kaydetti ve önümüzdeki dönemde aracılık hizmetleri ve komisyon gelirlerinin ön plana çıkacağını söyledi. Göktan, hedef kitlenin Anadolu sermayesi olacağını, bankacılık hizmeti ile tanışmayan milyonlarca insan olduğunu söyledi. Göktan şu değerlendirmeleri yaptı:
* Şekerbank İstanbul yolcusu:
Şube, sermaye, insan kaynakları, ürünler, görünüm, her şeyde değişim yapılması gerektiğini biliyorduk. Bunu gürültüsüz yaptık. Toplam maliyet 500 bin doları aşmadı. Genel Müdürlüğümüzü de İstanbul'da Metrocity'ye taşıyoruz. Yaz boyunca taşınma işlemleri yürüteceğiz. Sandığımıza ait Ankara Genel Müdürlük binasını da satacağız.
* Hizmetin bedeli:
Bankalar tahsilat, EFT, havale yapıyorlar, kredi kartı, teminat mektubu veriyorlar. Tüm bunlar komisyona tabi. Bugün aklı başında olan herkes bankayı bir muhasebeci gibi, cüzdan gibi kullanıyor. Bunun bir bedelinin olması lazım. Bankalar bunlardan hizmet bedelini zaten alıyorlardı ama bu hizmetler çok ucuza yapılıyordu. Artık bu hizmetlerden gerçek değeri alınacak.
* Özel sektöre bilanço mesajı:
Reel sektörün kredi almasının önündeki en büyük engel bilançoları. Bankalar kredi verecek, üzerine düşeni yapacak ama kredi kullanacak kuruluşların da bilançolarını güçlendirmesi, kredi alabilecek duruma getirmesi lazım. Yatırımcı mutlaka özkaynak koymalı.
* Mevduat Güvencesi:
Sistem yeteri kadar güçlendi ve rehabilite edildi, çok da iyi denetleniyor. Mevduat güvencesi öcü değil. Biraz abartılıyor. Şu anda sistemde bulunan bankaların hepsi kendini ispatlamış, geçmişiyle güven sağlamış, kendini korumuş, yeterli özkaynağa, sermayeye sahip bankalar. Mevduatta 50 milyar lira makul bir sınır. Bankalar arası mevduat hareketi falan olmaz.
* Kim Hortumcu:
İcra İflas Kanunu'ndaki son değişiklik bankaların aleyhine oldu. Borcunu ödemeyenleri koruyucu hükümler kondu. Türkiye'de borçluyu korumak, borcu olanın da borcunu ödememesi bir marifet. Diyorlar ki bankalar hortumcu, paraları alıyorlar. Ama esas hortumcu bankaların paralarını alanlar, geri ödemeyenler.
