Adli Yıl ve değişim
6 Eylül'de "Yeni Adli Yıl"ın açılışına tanık olacağız. Yargı Yılı açılış törenleri düne ait örnekleri ile hafızamızda hiç de iyi yer tutmuyor...Bir süre önce Adalet Bakanı Sadullah Ergin'le sohbet ediyorduk. Konu, yargının iç dinamiklerine geldiğinde Bakan Ergin, ilginç bir açıklama yaptı. Dedi ki..."Yargı organları başkanlarının son 50 yılda verdiği mesajları inceledik. Gazete manşetlerinde şu başlıklara rastladık: 'Yargıdan tokat gibi sözler!' Kime atıyor o tokadı? Parlamentoya ve yürütmeye. Siyaset kurumu ise şamaroğlanı. Bir dönem, medya yapımı yargı tokadı, sivil-asker bürokrasi eliyle atılıyordu!"
Ergin'in tespitlerine katılmamak mümkün değil. Gerçekten de bir gazeteci kuşağı, belli kurumların kritik toplantılarını hep "Hükümet'e çakma" gözlüğüyle izledi. Adli Yıl açılışı mı var? "Yargıtay Başkanı, siyasileri nasıl allak bullak etti!" diye bakılırdı. TÜSİAD'ın her yıl Aralık ayında Ankara'da düzenlediği geleneksel Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı da adeta üst bir otoritenin siyasetçilere ders vermesi biçiminde geçerdi. Ama bu kötü alışkanlıklar artık değişiyor. İster kamu olsun isterse özel... Kurumlar birbirlerinin rakibi olmadığını dikkate alarak, paydaş gibi çalışmayı öğreniyor. Yeri geliyor çatışıyor ama bu itirazlar hükümetleri yıpratma aracı olarak kullanılmıyor!
Peki, yeni yargı yılına başlarken ne tür vurgular bizi bekliyor?
Yargının, önemsediği hassas başlıklar, bunların kamuoyuna taşınma biçimi ve seçilen üslup, önümüzdeki dönemin belirleyici göstergeleri arasında yer alacak.Bütün bu toz duman içinde iki hususu da biz kayda geçirelim:
1- Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında yargı organları temsilcileri ve hükümet üyelerinin katılımıyla düzenlenen zirvelerin bir takvime bağlanarak sürdürülmesi yararlı olur.
2- Yargı organlarının "Etkili iletişim dili" geliştirmesi veya "Sözcülük" mekanizması kurması acil gerekliliktir...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.