Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Kökler...

Beklentisi, coşkusu, katılımı yüksek tarihi değerde bir kongre idi.
Düzen hâkimdi. Sahnedeki fondan, salondaki konukların profiline kadar küresel büyüklüğün izlerini yansıtıyordu.
Efsane lider Tayyip Erdoğan'ın söyledikleri kadar, Erdoğan sonrasında ne olacağı da merak konusu idi.
Bu siyasi hareketin, kişilere bağlı olmadan geleceğe yürümesi ve kurumsallaşması adına mesajlarla doluydu.
Veda havası dağılmıştı...
Ama 61 sayfalık konuşma metni "manifesto" değildi.
AK Parti'yle özdeşleşen reformlar, Başbakan'ın hitabından sonra dağıtılan 63 maddelik "yol haritasına" bırakılmıştı.

***

Erdoğan'ın, 2.5 saatlik kürsü performansı "siyasi çizgisinin" öyküsüydü.
Muhafazakâr tonlar, bir dönem hiçe sayılan milli iradeden verilen dersler, mağdur ve mazlumların dilinden mesajlar, büyük medeniyete olan inançla bezenen küresel vizyondan kesitler...
Başbakan, 11 yaşındaki partisinin nice 11 yılları görmesi için önce bu coğrafyanın "Köklerine" indi. 26 Ağustos 1071'de Anadolu'nun kapısını açan Alparslan'la başlayan Osman Gazi, Fatih, Gazi Mustafa Kemal, Menderes, Özal ve Erbakan'la devam eden yolculuğa atıfta bulunulması üç şeyi hedefliyordu:
1- Ülkeye ve parti tabanına özgüven aşılaması. 2- AB'nin temsil ettiği değerlerin de önüne konulabilecek Türk-İslam kültürünün eşsiz özellikleri. 3- 2071 yılı hedefinin ilanıyla üniter yapı ve milli birlik kararlılığı.
***

Erdoğan, milletten aldığı desteği, yine millet adına kullanmanın sağladığı benzersiz gücü özellikle anlattı. Gençlere, "Milli iradeye canınız pahasına sahip çıkacaksınız" diye seslenmesi...
"Hiç kimse devletin bekasını bahane ederek hukukun dışına çıkamaz" vurgusu...
"Hiçbir bürokrat vatandaşa tepeden bakamaz" uyarısı...
Ve... "AK Parti ile darbeler dönemi kapanmıştır" tespiti, son 10 yılın değerlendirmesi, ilerideki 10 yıllarda sahip çıkılması gereken siyasi kazanımların özetiydi.
***

Kuşkusuz, terör sorunu da konuşmada önemli yer tuttu. Bu kez Kürt sorunu yoktu. Kürtlere de zarar veren terör belası vardı. "Terör piyasası" tanımlaması çok çarpıcı idi. Dışarıdaki terör odakları kadar, içerideki işbirlikçilere işaret etmesi de manidardı.
Belki "yapısal çözümler" sunulmadı.
Ama kongre üç büyük çağrıya sahne oldu:
1- Kürt kökenli vatandaşlardan, bilhassa annelerden "Yeter artık!" diyerek teröre karşı seslerini yükseltmelerini istedi.
2- CHP'ye, "çözüm önerinizle masaya gelin" dedi.
3- Tüm topluma, "inadına barış, inadına demokrasi, inadına kardeşlik, inadına kucaklaşma" vaat etti.
***

Kongre, TBMM'de temsil edilen partilerce farklı gerekçelerle boykot edildi.
Medya akreditasyonundaki sınırlama burukluk yarattı.
Oysa, salonda öylesine etkileyici sözler duyuluyordu ki...
"Yüzde 99 oy alsak da yüzde 1'in hakkını, hukukunu, tercihini korumak boynumuzun borcu." "Herkesin yaşam tarzı bizim teminatımız altındadır."
Bu taahhütler, doğrudan "endişeli modernler" içindi.
Âşık Veysel'in sesinden dinletilen "Uzun ince bir yoldayım" türküsü, kısa bir süre önce aramızdan ayrılan Neşet Ertaş'tan alıntılanan "Gönülden gönüle bir yol gider gizli gizli" mısraları hem Erdoğan'ın büyük yürüyüşünün sırrını açıklıyor hem de Alevi vatandaşlarla kurulan bağı pekiştiriyordu.
***

Ve tabii ki Erdoğan'ın 2014'te üstleneceği rol... O noktada ise Çankaya hesaplarını da içeren üç husus kayda geçti:
1- Davayı omuzlayacak, binbir başlı kartalı omuzlayıp götürecek çok sayıda arkadaş var.
2- Bu davada nifak, ikilik ve fitne olmaz.
3- Farklı görevler, farklı unvanlar altında yine beraber olacağız.
Erdoğan, özverisi dolayısıyla ailesinden, hizmetlerinden dolayı partili arkadaşlarından, milletten helallik istedi. "Helal olsun!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA