Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

17 Nisan ve sonrası...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la Körfez ülkelerindeyiz. İlk durak Bahreyn. Sırasıyla Suudi Arabistan ve Katar'a gideceğiz. Yolda, TUR uçağında ilgi çekici bir film seyrettim. Soğuk Savaş'ın başlangıç yıllarını anlatıyordu... "Casuslar Köprüsü." Gazetemiz yazarı Kerem Alkin'in dünkü köşesinde işaret ettiği gibi "Yeni nesil soğuk savaşın" yaşandığı günlerden geçiyoruz. Filmden bir sahne ve filme damgasını vuran diyaloglardan biri:
"... Soyadın Hoffmann. Belli ki Almansın. Benimki ise Donovan İrlandalıyım. Sen Almanı, ben İrlandalı'yı Amerikalı yapan ne biliyor musun? Anayasa!"
Türkiye'nin, -bana göre yıllar sürecek- "anayasa reformu" çabasının kritik bir eşiğindeyiz. Ülkenin, mümkün olan en geniş tabanlı, sistemi her yönüyle yeniden inşa eden, milli ortak değerleri garanti altına alan, milleti geleceğe hazırlayan anayasa ihtiyacı 16 Nisan'dan sonra da öncelikli olmaya devam edecek. Neden? Çünkü halihazırda bugün için "büyük" lakin Türkiye'nin iddiaları için "mütevazı" bir adım atılıyor da ondan. Anayasa konusu, kişisel bazda tartışılıyor da ondan...

***
Anayasa demişken... ABD Başkanı Donald Trump'ın çok eleştirilen (7 Müslüman ülkeden gelenlere vize konulması gibi) kararlarının yanı sıra dikkate değer uygulamaları da oluyor. Örneğin, yakın zamanda F-35 savaş uçağı projesinin yüklenicisi Lockheed Martin yöneticilerine, "Fiyatlarınızı gözden geçirmelisiniz" demesi epey etkili oldu. Firma, 90 uçaklık ilk parti siparişte 600 milyon dolarlık indirime (tasarrufa) gideceğini açıkladı! Aynı şekilde ABD dışında yatırım yapan otomotiv devlerine kendi ülkelerine yönelmeleri çağrısında bulunması da yetti. Bir anda birkaç milyar dolarlık yatırım ve binlerce yeni istihdam sözü aldı. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bu tablo, geçtiğimiz hafta TOBB'da düzenlenen Ekonomi Şûrası'ndaki bir sahneyi ve yıllar öncesini hatırlattı. "Her işveren 1 işçi daha istihdam etse işsizlik sorunu çözülür" formülünün tartışıldığı günlerde TOBB, bizzat Erdoğan'ın huzurunda, -önceden ayarlanmış- oylama yapmış ve "olumsuz görüş" bildirmişti! Neredeeen nereye? 10 gün önceki Şûra'da ise bizzat TOBB Başkanı "İstihdam seferberliği" ilan ediyordu. Ki olması gereken de bu idi. Neticede, iş-aş sadece Sn. Erdoğan'ın dertlenmesi gereken bir mesele değil ki... Kabul, istihdamı artırmak için uygun yatırım ortamı ve teşvik de gerekir. E, iş dünyası bu noktada AK Parti hükümetlerinin "yatırımcı dostu" kimliğini test edip onaylamadı mı?
***
Demek istediğim o ki... Anayasa referandumu sonrası Türkiye'de çok şey değişecek. Direnç yerine, "değişim yönetimine hazırlanmak" gerek!
Devlet idaresinin yapılandırılması, Parlamento'nun asli fonksiyonuna dönmesi, kamu yönetiminin ve iş yapma biçiminin dönüşmesi, iş âleminin Ankara'ya bakışının yeni döneme uyumu, sivil- asker ilişkilerinin yeni esaslara bağlanması, yargının millet adına karar verme şartlarının düzenlenmesi...
İşte bu nedenle... Türkiye, sadece 16 Nisan'ı değil, 17 Nisan'ı da düşünmeli. Anayasa paketinin hedeflediği sistem tasarımı için 2019 beklenmeden, geçiş sürecini hızlandıracak adımlar da belirlenmeli!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA