Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Siyasi meydan okumalar karşısında Erdoğan’ın yolu

Neredeyse hemen herkes işini gücünü bırakmış, "AK Parti nasıl kurtulur?!" telaşına düşmüş gibi bir hava var. Cumhurbaşkanı'na ulaşıp reçete vermek için sırada bekleyenleri söylemiyorum bile. Tabii işin ciddiyetle ele alınması gereken kısmı, AK Parti'nin siyasal sistem içindeki yeri ve rolü ile ilgili olarak geniş bir kesimde fikir jimnastiğinin giderek artması. Bu düşünce ufku bile AK Parti'nin değerini ve önemini tekrar tekrar kavramak için yeterli...
Kuşkusuz, geleceğe dair tespit ve önerilerin her biri kendi içinde tutarlı yönler barındırıyor. Lakin bütün bunların net bir eksene oturması için şu üç soruya tutarlı cevaplar bulunması gerekiyor:
Son seçimler ışığında,
1- Toplumsal yapıda, siyasi tercihleri etkileyecek şekilde gelişen bir dip dalga veya değişim arzusu söz konusu mu?
2- Küresel ve bölgesel gelişmeler, Türkiye siyaseti üzerinde sistemik baskı/etkiye yol açıyor mu?
3- Ekonomik koşullar kitlesel arayışları mı besliyor, yoksa geçici bir durum mu yaşanıyor?

***
Ayrıca...
AK Parti'ye dair yorum ve analizlerde, en azından şu 5 faktörün de hesaba katılması zorunluluğu bulunuyor:
1- 31 Mart yerel seçiminin okunma biçimi ile 23 Haziran İstanbul seçiminden çıkan mesaj/sendrom ikilemi.
2- MHP ile ittifakı sürdürme gereği, artıları ve eksileri.
3- Çevre/yakın çevre/bakanlar ileri sürülerek devam ettirilen spekülasyonların reel karşılığı.
4- Parti tabanını oluşturan millet bileşenleri ile siyasi/bürokratik/ekonomik elitin beklentileri.
5- Ana gövdeden koparak yeni siyasi hareket oluşturma, partileşme gayretleri...
***
Bu kadar çok ve iç içe geçmiş hassas unsurun bir araya geldiği böylesi ortamda, yapılacak hamlelerin bütün risk unsurlarına veya belirsizliklere karşı eşdeğer çözümler üretmesi neredeyse imkansız. Alınacak her türde kararın, murad edilenlerin tamamına ilişkin olumlu sonuçları vermemesi veya kritik faktörlerden birkaçını elden kaçırması da muhtemel.
Sanırım bu yüzden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ince eleyip sık dokuyor. Meseleyi, şu ya da bu ismin değiştirilmesine indirgemiyor, aksine sonraki adımları da kestirmeye çalışıyor. Söylenenleri dinlemekle birlikte emin olduğu yolda ilerleyeceğini hissettiriyor. Cumhurbaşkanı'nın, siyasi yolculuğu, benzerini defalarca yaşadığı örnek olaylarla dolu olduğundan, doğru bildiği çizgide kırıklığa fırsat vermeyeceği anlaşılıyor.
Haliyle, işin özeti şu oluyor:
Kapsayıcılık, pozitif iletişim dili, ekonomik konfor, vefa duygusu, reformcu kimliğe dönüş... Ve tüm bu dönüşümleri destekleyecek sistemik ince ayarlar ile kadroda kan tazelenmesi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA