Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NURULLAH GÜR

Jeopolitik riskler emtia piyasasını tedirgin ediyor

Son 5 yılda yaşananların ardından emtia fiyatları daha sakin bir döneme girdi. Birçok emtiada fiyatlar zirve seviyesinden aşağı doğru salındı. Dünya Bankası’nın raporuna göre, emtia fiyatları önümüzdeki iki yıl 2015-2019 ortalamasının yüzde 37.5 üzerinde olacak

Emtia fiyatları reel sektör için en kritik ekonomik göstergelerinden birisidir. Bazı dönemlerde emtia fiyatları, üretim maliyetleri için çok daha fazla belirleyici olur.
2020'li yıllar emtia piyasası için bu ayırt edici dönemlerden biri oldu. Önce koronavirüs salgını emtia arzında ciddi problemleri beraberinde getirdi. Ardından Rusya-Ukrayna savaşı enerji ve tarımsal emtiaların fiyatlarında baş döndürücü artışların fitilini ateşledi. Merkez bankalarının faiz kararları ve bunların iktisadi aktiviteye yansımaları da emtia fiyatlarını etkiledi. Yeşil dönüşüm, son yıllarda emtia piyasasını etkileyen bir diğer unsur oldu.



Son beş yılda yaşananların ardından emtia fiyatları şu sıralar daha sakin. Birçok emtiada fiyatlar zirve seviyesinden aşağı doğru salındı. Ama jeopolitik risklere dair haber akışları, kuraklık tehdidi ve küresel faizlere yönelik belirsizlikler emtia piyasasını arada tedirgin ediyor.
Dünya Bankası'nın yayımladığı "Emtia Piyasaları Görünümü" raporundaki projeksiyonlara göre, genel itibarıyla emtia fiyatlarının önümüzdeki iki yıl boyunca 2015-2019 dönemindeki ortalamadan yüzde 37.5 oranında yüksek kalacağı öngörülüyor.



PETROLDE GÖRÜNÜM
Fosil yakıtların enerji kompozisyonundaki ağırlığı azalıyor olsa da petrol, reel sektör için maliyetleri etkileyen en önemli emtia olmayı sürdürüyor. Dünya Bankası, jeopolitik gelişmelerden kaynaklanan arz kesintilerinin olmayacağı senaryoda, petrolün varil fiyatının 2024'te ortalama 84 dolar, gelecek yıl ise 79 dolar olacağını tahmin ediliyor. Bu, Dünya Bankası'nın baz senaryosu. Maalesef jeopolitik riskler oldukça sıcak. Dolayısıyla enerji arzına yönelik olası sıkıntıları ayrı senaryolar halinde dikkate almak gerekiyor.
Jeopolitik gelişmelerden dolayı petrol arzında günlük 1 milyon varillik bir azalma yaşanması durumunda, varil başına fiyatların bu yıl ortalama 92 dolar olabileceği öngörülüyor. Petrol üretim ve ihracat kapasitesine yönelik daha ciddi bir tehdit ise günlük 3 milyon varillik kayba neden olabilir. Böylesi bir senaryo için Dünya Bankası, ortalama petrol fiyatı tahmini 102 dolara çıkarıyor.
Bataryalardan güneş panellerine kadar yeşil dönüşümün farklı alanlarında gerekli olan bakır, nikel, lityum gibi emtialar da artık piyasalar tarafından yakından takip ediliyor. 2020'li yıllarda bu emtialar ve kritik minerallerin fiyatlarında talebe bağlı olarak ani ve yüksek sıçramalar yaşandı. Özellikle Mart 2021-Mart 2023 arasında. Son aylarda bu emtiaların fiyatlarında da geri çekilme var. Bu yılın ilk çeyreğinde elektrikli araçlara ve diğer kritik-mineral yoğun ürünlere yönelik talebin hafif zayıflaması, bu durumun temel sebebi. Bu eğilim kısa ömürlü olabilir. Zira dünya çapında yeşil dönüşümün planlanan hızda gerçekleşmesi için bu emtialara ihtiyaç var. Ama bu emtiaların arzı çok hızlı artamıyor.
2030'a kadar yeşil dönüşümle ilgili emtiaların bazılarında yüzde 10, bazılarında ise yüzde 40'lara varan açık yaşanması bekleniyor. Arzın talebe yetişemediği noktada bakır, nikel ve lityum gibi emtiaların fiyatları üzerinde baskı olacaktır.



ALTININ SEYRİ
Son olarak altına değinelim. Altın fiyatları son yedi ayda 1.800 dolardan 2.400 dolara doğru bir hareketlenme yaşadı. Jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde birçok yatırımcı güvenli liman olarak altına yönelir. Sadece yatırımcılar değil, merkez bankaları da bu dönemde altın rezervlerini güçlendirmeyi tercih etti. Merkez bankaları, 2022-2023 döneminde yıllık ortalama 1060 ton altın satın aldı. 2016-2019 yılları arasında merkez bankalarının satın aldığı altın miktarı yıllık 509 ton civarındaydı. Fed ve ECB gibi büyük merkez bankalarından bu yıl içerisinde faiz indirimlerinin beklenmesi de altına olan ilgiyi artırıyor.
Altının ons fiyatının 2024'te geçen seneye kıyasla yüzde 8 değer kazanması bekleniyor. Dünya Bankası'nın 2025 yılı için beklentisi ise aşağı yönlü. 2025'te altının 2024'e göre yüzde 2.4 oranında değer kaybedeceği öngörülüyor.
Altın fiyatları kısa vadeli dalgalanmalara maruz kalabilir. Bununla birlikte, mevcut küresel koşullar altın talebinin orta vadede gücünü koruyacağına işaret ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA