Türkiye tercihi
Bu yazıyı yazıp size ulaştıran sistemde 2 bin yıl, 120 bin şirket, 130 Nobel ve 2.500 icat var ve kullandığım dil Türkçe dışında, hemen hemen hiçbir süreçte yokuz. Bizden birileri olsa da onlar, teknolojinin mabedinde, başka diyarlarda... Onlar beyinlerini sağarken bizler kafalarını kopardığımız için... Peki, bu bir kader mi? Değişebilir mi?
Los Angeles Huntington Beach'ta toplanan Intel Capital küresel zirvesinde, bunun bizim için bir kader değil, tercih sorunu olduğunu daha net görebildim. 10 yıldır attığı adımlarla Türkiye, daha güçlü bir ülke olmak için tercihini yaptı. Şimdi teknolojinin devleri de Türkiye'yi tercih etmeye başladı.
Intel, bilgisayarın içindeki ana işlemcileriyle bildiğimiz teknoloji devi. Değişen rekabet koşulları yüzünden işlemcinin dışına taşıp, eko sistem oluşturma amacıyla küresel inovasyona (yenileşim) yatırım yapıyor. Bunu da Intel Capital ile yönetiyor.
Dün, gelişen piyasalardaki yatırımların tartışıldığı panelde Türkiye değerlendiriliyordu. Bölge yöneticisi Marcin Hejka'nın sözleri küresel inovasyona yatırım dünyasında Türkiye'yi, bizim kendimizi algıladığımızdan farklı tanımıyordu: "10 yılda gelirini 3'e katlayan, büyümede Çin'e kafa tutabilen tek ülke ve burada teknoloji yatırımcıları için devasa fırsatlar var."
Nitekim geçtiğimiz yıl Intel Capital, Ortadoğu, Kuzey Afrika üssünü İstanbul'a taşıdı, başına da Barış Aksoy'u getirdi. Aksoy ile zirvede sohbet ederken söylediği bir cümle bana ilginç geldi: "Gençler, oyun, video ve sosyal medya imkânlarından yararlanmak için sürekli güncel cihazlar talep ediyor. Bizler de bu sayede yüzlerce yenilikçi şirkete yatırım yapma gereği duyuyoruz."
Yarın Intel Capital'in küresel zirvesinin gözdesi Türkiye'nin "yeni tercihlerini" irdeleyeceğim ve 10 yılda 10 milyar doları yeniliğe yatıran Intel Capital'in Türkiye'de gördüğü fırsatları anlatacağım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.