Yıllarca korkutulduk! Vurulacağız, komünizm gelecek(!) diye... Ne komünizm geldi, ne de vurulduk... Füzeyle vurulmasak bile o korkunun esiri olduk, akılları zorlayacak Zihni Sinir Projeleri'ni hayata geçirdik.
Öyle ki kömürü, çeliği, limanı olmayan Karabük'e 'düşman gelip vurmasın' diye, demir çelik fabrikası kurduk.
Fabrikanın demiri hâlâ Divriği'den, kömürü Zonguldak'tan karşılanıyor.
Ne yazık ki, ulusal güvenlik diyerek ekonomik olarak birlikte büyük projelere imza attığımız Rusya (o dönem SSCB) ile iş ortaklığımızı sürdüremedik.
Aslında bu korkunun sebebi NATO'ya karşı oluşturulan Varşova Paktı'ydı.
Bu komikliklerden daha bir dünya var...
Bu korkuyu gerekçe gösterenler, aydınlarımızı elimizden aldı. Kokusu daha yeni çıkıyor...
2006'dan itibaren NATO yeni yapılanma sürecine girdi, tehdit haritasını değiştirdi. Buna göre; "yeniden ve yatay" yapılanıyor. Artık bütün ülkeler lider, bütün ülkeler eşit konumda. Türkiye ise Ortadoğu ve Kafkaslar'da kazandığı saygınlığı kaybetme niyetinde değil.
Üstelik niye kaybetsin?
Kalkan konusunda son zirvede ortaya koyduğu taktik kazandı. NATO da saygı duydu! Kabul, taktik yetmez, başarı strateji ile gelir. Şimdilik bizim herkesle her oluşumla 'sıfır sorun politikası' iyi gidiyor.