Herkes Everest'e tırmanmayabilir ama herkesin tırmanabileceği bir Everest'i vardır! Arama Kurtarma Derneği'nin (AKUT) kurucusu Nasuh Mahruki "Kendi Everestinize Tırmanın" kitabında risk yönetmeyi öğretiyor. Kendi en iyimizi nasıl ortaya koyabiliriz? Bir insan olarak bu dünyaya nasıl katkıda bulunabiliz? Mahruki, iyi bir kişisel yönetim uzmanı olarak herkese yol gösteriyor.
Pazar akşamı Berlin'de bir İtalyan lokantasında Özdilek Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek'i dinlerken bir anda şaşırdım.
Sanki karşımda "Yaratıcı kapitalizm"üzerine Anadolu sağduyusuyla konuşan bir işadamı değil, yönetim gurusu vardı.
"Mutluluk parada değil" derken masadaki gazetecilere şirketlerindeki ortak akıldan farklı söz ediyordu.
"Bizim şirketlerde ayda kişi başına 500 kilo üretim yapılıyor. Sektör ayda 5, bizde çalışan başına ayda 30 saat eğitim veriliyor. 5 bin 575 çalışanımız var. İşçimiz ayda brüt 2 bin 400 lira maaş, yılda dört ikramiye alır. Bu yıl yüzde 10 büyüdük. Yüzde 12 istihdam yarattık. Net kârımızın yüzde 40'ından fazlası işçilik maliyeti.
Çalışanlara enflasyonun üstünde zam veririz. Bir işletmede yüreğini ortaya koyan insanlar yoksa nitelik yoktur..."
Bilgi Üniversitesi'ni yeni bitirmiş oğlu Murat Özdilek, grubun profesyonelleri ve gazeteciler, sessizce dinledik.

***
Sohbetin nedeni, Özdilek'in "Avrupa'da liderim" dediği, havlu, bornoz ve ev tekstili ürünlerini Berlin'de görücüye çıkarması.
Yaz Olimpiyatı öncesi, olimpiyat köyündeki alışveriş merkezinde açılan mağazayı Londra halkı sevmiş. Bol bol bornoz satılıyor.
Dün de Berlin'de biri Türklerin, diğeri de Almanların yoğun olduğu bölgelerde iki mağaza açıldı. Avrupa'da mağaza açmak, Türkiye'dekinden ucuza geliyor. İki mağazaya 700 bin euro harcanmış.
2016'ya kadar Almanya, Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan ve Dubai'de 10 mağaza daha açılacak.
Havlu ve bornozda iç pazarın yüzde 25'ine sahip.
***
Denizli'de Zorlu, G.Antep'te Sanko, Bursa'da Özdilek, havlu pazarının üç aktörü.
İki rakibin yurtdışında mağazası yok. Çin, Hindistan ve Brezilya daha çok üretim yapıyor ama patentte ve desende Özdilek gibi güçlü değiller! Mağaza açıp, markalı ürün satarken bu avantaj kullanılıyor. Bir de Avrupa'nın ev tekstili mağazacılığına veda etmesi Özdilek'i yüreklendirmiş.
Galiba. AB'nin Çin'i olmaya aday. Türklerin yurtdışında topu topu bin mağazası var.
Sahi, çok konuşan az üreten perakende sektörü ne yapıyor?