Ülkelerin bir numaralı sorunu sermaye açığı! Türkiye'nin de öyle. 15 yıldır genç girişimcilerimiz çok güzel işlere imza atıyor. Sırf Antalya'da beş yıldızlı 1250 otel ve tatil köyü var. Sermaye fukaralığından kurtuluyoruz. Gel gelelim tasarrruf açığımız dip yaptı. GSMH'de tasarrufun payı yüzde 12.
Tasarrufu gelir sahibi yani çalışanlar yapar. Türkiye'de aşağı yukarı 24 milyon çalışan var, yüzde 40'ı kayıtdışı. Gelir düzeyi arttıkça refah artar. Ancak son beş yıldır enflasyon hedeflemesine göre yapılan ücret artışları çalışanın belini büktü. Herkes cepten yedi. Olmayan paralar kredi kartı taksitlerine gitti. Buna rağmen tasarruf yaratmaya hizmet eden bireysel emeklilik sistemi, 3 milyon katılımcısıyla 20 milyar lira fon yaratttı. Özel emeklilik fonlarının GSMH içindeki payı 2011'de yüzde 2.2'ye ulaştı. Oysa OECD ortalaması yüzde 72.4. Gidilecek daha çok yol var.

***
Türkiye, BES'te devrim sayılacak bir uygulamaya imza attı. 2003'te başlayan bireysel emeklilik sisteminde sadece vergi mükelleflerine yönelik destek vardı. Şimdi vergi mükellefi olsun ya da olmasın, TC kimliği olan her Türk vatandaşı bundan yararlanıyor.
Üstelik daha önce verilen destek, katılımcının tasarruf maliyetini azaltıyordu. Şu anda tasarruf maliyeti tasarufla aynı ama devlet yüzde 25 katkı payıyla katılımcıyı ödüllendiriyor. Dolayısıyla maliyetin azalan kısmı tasarrufa yönlendiriliyor. Daha önce toplam birikim üzerinden vergi alınıyordu. Artık sadece getiri üzerinden vergi alınacak.
***
Devlet katkı sisteminin dayanağı olan fonların yüzde 75'i ise hazine bonosu ve devlet tahvilinde değerlenecek. Gönüllüğe dayanan bir sistem bu.
Girenlere ballı börek sunuluyor ama çok parası olana çok teşvik vermiyor! Bir tür adalet sağlıyor sistem...
Zengin fakir emeklilikte buluşuyor. Ayrıca kurumsal katılımcı olarak çalışanlarını bireysel emeklilik sistemi ile destekleyen şirketlere de yüzde 15 vergi indirimi geldi.Amaç herkesi sistemde tutmak.
***
Peki ya sistemden çıkanlar, onlara yaptırım yok mu? Beraber büyüdük biz bu yollarda diyen devlet, sistemden çıkan katılımcıya kırmızı kart gösteriyor. Üçüncü seneye kadar sistemden çıkana devlet katkısı yok. Üç yıl sonrasında sistemi terk edene ise kademeli teşvik var. Sözün özü: 10 yılda yeni bir orta sınıf yaratıldı. Tüketim alışkanlıkları değiştirildi. İşte yeni sistemle katılımcılar, tasarruf alışkanlığı kazanırken, ekonomiye uzun vadeli fon yaratılacak. BES, çok etkin bir tasarruf aracı haline geliyor.