Böyle mi yazılacaktı final?
Bu muameleyi mi görecekti kalplerimizde taht kuran, en zor zamanda yükü omuzlanan kaptan?
Hep aynı değil mi; ayrılmayı asla beceremiyoruz.
Bu konuda fena halde sorunluyuz. İlişkilerde, evliliklerde, arkadaşlıklarda, şirketlerde ya da sporda fark etmez biz adam gibi ayrılamıyoruz.
Bitirmenin usulünü bilmiyoruz.
Yıkıyoruz, yakıyoruz, kırıyoruz. Öküz öldüğü dakika ortaklık bozuluyor. Gerçekten sahip çıkmayı, hakkını teslim etmeyi, teşekkür etmeyi bilmiyoruz.
Bitti mi? Tamam, inceldiği yer neresiyse oradan hemen kes at bitsin!
Küt! Kapıyı suratına çarpıyoruz.
Geçmişe saygı, emeğe saygı, hatıraların kıymeti, yaşanmış onlarca iyi gün ve kötü gün, paylaşılan alın teri, gözyaşları, kucaklaşmalar... hepsi anında çöpe.
Hakan Şükür, Bülent Korkmaz, Nihat Kahveci geldi aklıma. Aynı şeyler... Ama Alex, onun adı; Alex. Heykelini diktikleri adamla ayrılış şekillerine bak sen.
Fenerbahçe öyle günlerden geçti ki, o kadar çok gündem değiştirdi ki taraftar olarak yorgunum artık. Alex de son damla oldu.
Artık Aykut Kocaman da gitse, Aziz Yıldırım da çekilse, beşinci lige de düşsek umurumda değil. Hiç tadım kalmadı.
Hadi Alex'i geçtiniz de bu taraftara bunu yapmayacaktınız hocam.