Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İSMAİL NUMAN TELCİ

Yeni Dönemde Türkiye-Mısır İlişkilerinde İmkân ve Fırsatlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Şubat'ta gerçekleştireceği duyurulan Mısır ziyareti, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden canlanmasının sembolik bir adımı olarak değerlendirilmektedir. Bu ziyaret, 2013 yılından bu yana yaşanan diplomatik soğuklukların ardından, iki ülke arasında cumhurbaşkanı seviyesinde gerçekleşecek ilk ziyaret olması açısından yeni bir dönüm noktasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2022'nin sonlarında Katar'da mevkidaşı Abdülfettah eL-Sisi ile el sıkışması, iki ülke arasındaki ilişkilerde olumlu bir dönüşümün habercisi olarak değerlendirildi. Bu tarihi ziyaret ve görüşme, Türkiye ve Mısır arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkilerin yeniden canlanmasına ve bölgesel konularda ortak yaklaşımların geliştirilmesine olanak tanıyacak bir fırsat sunmuştu.

Kahire'de Mısır Devlet Başkanı Sisi ile bir araya gelecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tarihi buluşma ile 2021 yılında başlayan normalleşme dalgasına rağmen tam anlamıyla olumlu bir ivme yakalanamayan iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açma ve bölgesel iş birliğini güçlendirme amacını taşımaktadır. Nitekim Gazze başta olmak üzere Libya, Sudan, Somali, Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz gibi iki ülkenin işbirliğini mümkün kılabilecek olan birçok kriz alanında sorunların çözümüne yönelik Ankara-Kahire diyaloğu büyük önem taşımaktadır.

Görüşmenin ana gündem maddelerinden biri, Gazze'deki Filistinlilere yapılacak insani yardımlar ve çatışmanın sonlandırılması yönünde atılacak adımlar olacak. Öyle ki Filistin meselesi, bölgesel ve uluslararası düzeyde olduğu gibi her iki ülkenin de yakından takip ettiği, önemli bir ana başlık olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Bloomberg'de yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve mevkidaşı Sisi'nin Doğu Akdeniz'deki iş birliklerinin güçlendirilmesi konusunu da ele alması bekleniyor. Bundan hareketle iki ülkenin enerji kaynakları, deniz yetki alanları ve güvenlik konularında iş birliği yapma potansiyelinin hem bölge hem de her iki ülke açısından bazı fırsatların kapısını aradığı söylenebilir. Doğu Akdeniz'deki iş birliğinin daha somut çıktılar üretmesi, enerji kaynaklarına erişim, deniz yetki alanları ve göç gibi konularda iki ülkenin ortak çıkarlarının teşvik edilmesine ve bölgesel güvenliğin sağlanmasına önemli katkılarda bulunabilir.

Gelinen noktada Ortadoğu ve Afrika'da yaşanan çatışmalar ve siyasi krizler, bölgesel güçlerin iş birliği yapmasını zorunluluk haline getirmektedir. Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin gelişerek derinleşmesi, Libya ve Sudan gibi çatışma bölgelerindeki atmosferi stabilize etme çabalarını destekleyebilir. Bununla beraber iki ülke arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynayabilir. Öte yandan bu süreç, enerji, ticaret ve yatırım gibi alanlarda iş birliği potansiyellerini maksimize ederek, iki ülkenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunabilir. Buna paralel olarak normalleşme sürecinin ivme kazanarak devam etmesi, Doğu Akdeniz'de ve Ortadoğu'da yaşanan çatışmaların çözümüne yönelik ortak çabaları destekleyebilir.

Libya ve Sudan'daki mevcut çatışma ve siyasi krizlerin çözümüne yönelik diyalog kanallarının kurulması, bölgesel istikrarı destekleyen ve çatışmaların çözümüne katkı sağlayan ortak girişimlere dönüşebilir. Özellikle Libya'da, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Başbakan Abudlhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ne (UBH) verdiği destek ve Mısır'ın Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'ne olan yakınlığı, iki ülkenin çatışmanın çözümüne yönelik ortak bir zemin bulmasını zorunlu kılıyor. Seçimlerin belirsizliğini koruduğu, farklı bölgelerde faaliyet gösteren silahlı milis grupların siyasi diyalog mekanizmalarını tıkadığı Kuzey Afrika ülkesinde iki önemli aktörün pozisyonu hiç kuşkusuz ileriye dönük birleşik Libya için kritik önem arz etmektedir. Sudan'da ise devam eden iç savaş ve siyasi istikrarsızlık, Türkiye ve Mısır'ın insani yardım ve siyasi müzakereler konularında aktif rol almasına zemin hazırlıyor. Libya'ya benzer olarak her iki ülkenin de güçlü siyasi, toplumsal, ekonomik ve askeri angajmanlara sahip olduğu Sudan, Erdoğan ve Sisi arasındaki görüşmelerde masaya yatırılacak önemli hususlardan bir diğeridir. Bu anlamda iç savaşın geniş zamana yayılması Mısır açısından bir ulusal güvenlik sorunu haline gelebilecekken Türkiye açısından kriz ortamı, resmi kaynaklara yansıdığı kadarıyla kaygı verici ve kabul edilemezdir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır ziyareti, Türkiye-Mısır ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret etmekte ve iki ülke arasındaki normalleşme sürecine önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu tarihi ziyaretin, iki ülke arasında sürdürülebilir bir iş birliği ve ortaklık ruhu oluşturması ve bölgesel çatışmaların çözümüne katkıda bulunması en olası beklentiler arasında gösterilebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA