Korkuyla yaşamak
Başbakanla 'kavli' bir dönem içindi.
Ama nefsine yenildi.
Ve MHP'den 'inadına' seçime girdi.
Az bir farkla da kazandı.
Sevincinden havalara uçtu.
Halaylar çektirdi,
Davul zurna çaldırdı günlerce.
Havai fişekler gökyüzünü delip geçti her gece.
Bu ülkenin Başbakanı için,
"Göbeği atıyorsa" dedi.
Başka çirkinlikleri de oldu,
Vefasızlık sayılan…
Kim miydi bunları yapan?
Eminim anlamışsınızdır.
Adı Aytaç'tı…
Soyadı ise Durak.
Başbakanın afişlerini yırtan da,
Polise ve Valiye söven de oydu…
Babası seçimi kazandığında sevinçten haka dansı yapan da.
Ortada dolaşan yığınla iddiayı araştırdı.
Tapu kağıtlarını terazi tartamamıştı güya.
***
Sahneye 'kara kutusu' olan Mustafa Tuncel çıktı.
Tuncel, eski arkadaşını yerden yere vurdu.
Poşete doldurduğu toprağı yere çarparak 'gözün doymadı' dedi.
Bakanlık el attı olaya.
Ve 'soruşturmanın selameti' için Durak açığa alındı.
Mahkemeler, Organize Suçlar derken, polis bir sabah evini bastı.
Rivayetler muhtelif.
Altın gibi, dolar desteleri gibi...
Ceza ertelendi.
Ama korkusu değil.
Panik büyük.
Yazık…
Eceli bekler gibi bekliyor garibim.
***
Aldığı ceza 'dönme' hayalini yıktı.
Ancak mapushane ihtimalini artırdı.
Dava çok…
Eğer birinden ceza alırsa…
***
Hele yaşlıysan...
Koğuş mezar gibi gelir sana.
Diri diri mezara girmek gibi bir şeydir bu.
Kazanırken 'davul çalanlar', Başbakana hakaret ederken 'Başkan diline kuvvet' diyerek gaz verenler, havai fişek depolarını kurutanlar nerede şimdi?
Yüzüne baktım.
Endişeliydi.
Bir zamanların kartalı, Kanat çırpamaz olmuştu.
Üzüldüm haline.
Duayen Başkan,
Çok huzursuzdu…
Zili her çalındığında 'alacaklar mı' diye korkuyordur şimdi.
Ne büyük işkencedir bu bilseniz.
'Düşenin dostu olmaz'mış.
Bence bu manevi ceza ona yeter.
Ya sizce?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.