Kara duman
Hasretimiz de, sevdamız da travmaya dönüşür.
Manyak severiz çünkü.
Laf olsun diye değil.
Yarimize de,
Anamıza da,
Çoluk çocuğumuza da bir başka bağlıyızdır.
Dün sabah 19. kattaki odamda daha bilgisayarın başına oturmadan Karadeniz'in yerel kanallarını gezdim tek tek.
Gurbette kendimi hep onlarla avuturum da.
Araya giren şu uyduruk ilaç reklamları da olmasa…
Tadından yenmeyecek ama...
Dağlarun arasina
Kaderum da benziyor
Dumanun karasina…
İsmail Hakkı Demircioğlu, Yaşar Kabaosmanoğlu, Fatih Yaşar, Aydoğan Topal, Yasemin ve Eylül Duru'dan oluşan Karmate grubu öyle içten, öyle yürekten söylüyordu ki…
Aklımı başımdan aldı.
Uzaklara, çok uzaklara gittim.
Önce memlekete,
Sonra da Romanya'ya…
Hayatı tam bir romandı Köksal'ın.
Babasının tek erkek evladıydı.
Haliyle nazlı yetişti…
Ama cesur yürekti.
Gözünü budaktan esirgemeyen deli bir uşak.
Evlenmiş, bir kızı olmuştu.
Eşinden de bir hiç yüzünden ayrılmıştı.
Sonunda Romanya'nın başkenti Bükreş'te TIR parkında abdest alırken oracıkta yığılıp kalmıştı.
Kalpten gitmişti dayıoğlu.
Biliyorum ayrıldığı eşi ve kızının hasretine dayanamamıştı.
Cenazesini 15 günde zor getirtebilmiştik memlekete…
Hasret yureği dağlar
Gözden yaş akmaz ama
Kalbum oturmiş ağlar…
Hem hasreti öyle sıradan değildir.
Dışarıya çaktırmaz ama patlamak üzere olan bir volkan gibi içinden fokur fokur kaynar.
Hasretinden benim gibi gizli gizli ağlayan da çoktur.
Hem anasına, hem babasına, hem de yavuklusuna…
Gülum zaman geçer mi
Sen çikmazsan yaylaya
Dağlar çiçek açar mi
Yeni adı Sarmaşık.
Küçük Harman, Büyük Harman derken yılan gibi kıvrımlarla dolu İspantam yokuşunu aşıp saatler sonra Mesoraş yaylasına giderdik.
Koca çam ve ladin ağaçlarının altından fışkıran likarbalar, beyaz, sarı papatyalar, mor menekşeler ile alabildiğine yeşil ve sis...
Oksijen bolluğundan köpürerek akan küçük dereler…
Of be Karmate ne yaptın yine.
Bir de türkünün şu finaline bakın…
Ne of çeker içersun
Al beni da yanuna
Ne hasretluk çekersun.
Böyle giderse dayanmayacak bu yürek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.