Rektörü neden almadılar?
15 Haziran 2012...
Bu tarih, üniversiteler, özel olarak da Çukurova Üniversitesi için tarihi bir gündür.
Bu gün Adana Emniyeti'nin, yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, delilleri karartma ve ihaleye fesat gibi suçların üzerine gittiği gündür...
***
O gün 10 kadar üniversite çalışanı ve bazı müteahhitler gözaltına alınmış, yüzlerce belgeye ve dökümana el konmuştur.
Operasyona Rektörlük makam odasında da devam edilmiştir.
Denebilir ki demokrasilerde herkese dokunulabilir.
Doğrudur.
Hiç kimseye, zümreye ve sınıfa herhangi bir ayrıcalık tanınmaz.
Rektöre de dokunulacak mı?
Rektör de gözaltına alınıp sorgulanacak mı?
Özel Yetkili Savcılık ve nöbetçi mahkeme, bu aşamada Akınoğlu'na dokunmayı uygun bulmadı.
Akınoğlu'nun zırhı, iler tutar yanı olmayan dedikodular içindir.
Ciddi ve tutarlı iddialar karşısında ise kâğıttan kaplandır o zırh.
Kimi iddia ve suçlamalar için vaktiyle 'men-i muhakeme' kararları çıkmış ya da 2547 Sayılı YÖK Kanunu'nun 53'üncü Maddesine göre özel yetkisi olmayan savcılar 'takipsizlik' kararı vermiş olabilir.
Türkiye'nin gündemini de belirleyen haberleriyle SABAH gazetesinin çok önem verdiği ve bir tefrika halinde yayınladığı iddiaların üzerine gidilmesini bekliyoruz.
Rektörlük Konutu'nda ve rektörlük makamında yapılan aramalarda hem jammer ve hem de sinyal kesiciler bulunmuştur.
Bu durum çok düşündürücüdür.
Bu iş için neden çok özel cihazlar yerleştirme ihtiyacı duyar?
Sinyal kesicilerin bir rektörün evinde ya da makamında ne işi var?
Emniyetçiler iyi bilir.
Güvenlik kaygısıyla sadece bazı devlet büyükleri için düşünülmüş önlemlerdir o cihazlar.
Günde onlarca kişiyle görüşen, çok gizli bilgileri paylaşan biz gazetecilerin evinde ya da ofisinde neden böyle cihazlar yok, neden 'dinlenmekten' korkmuyoruz biz?
"Mustafalar olmasın da kim olursa olsun" dediği iki Mustafa da (Mustafa Kibar- Mustafa Laman) YÖK'e sunulacak 6 kişilik listenin içine girmeyi başardı.
Alper Akınoğlu'na yakınlığı ile tanınan Prof. Dr. Halis Arıoğlu da ikinci en fazla oyu alarak YÖK'e gidecek olan listede olacak.
Sayın Cumhurbaşkanı, Arıoğlu'nu atar mı?
O atanmak için ne yapar?
Kimleri devreye sokar ya da sokmaz?
Ve sonuç alabilir mi bilemeyiz.
İçinde olduğu kentle sürekli kavga eden Akınoğlu ne yaparsa yapsın ektiğini biçecektir.
Çünkü keser de sap da dönmüştür artık.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.