Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Elgin Mermerleri ve Zeus Sunağı

Bugün de Atina'daki Yeni Akropol Müzesi'ni yazacağız. Çünkü Yunanistan son derece usta bir taktikle, bu büyüleyici müzenin açılış törenini "Elgin Mermerleri" sorununu dünya gündemine taşımanın fırsatı olarak değerlendirdi.
Sadece Antik Çağ'ın değil tüm zamanların en büyük heykeltıraşlarından olan Phidias'ın ölümsüz eseri "Elgin Mermerleri", Akropol'deki Parthenon Tapınağı'nın duvarlarını süslüyordu. Bir bölümü sökülüp İngiltere'ye götürüldü. Şimdi British Museum'da.
Tıpkı Bergama Tapınağı'ndaki Zeus Sunağı'nın Almanya'ya götürülmesi gibi. Dünyanın 7 harikasından biri olan o sunak da şimdi Berlin Müzesi'nde.
Türkiye, Elgin Mermerleri'nin vatanına dönmesi kampanyasına can-ı gönülden destek vermeli. En az iki nedenden ötürü: 1- Bu kampanyanın başarıya ulaşması Zeus Sunağı'nın iadesi talebimiz için çok güçlü bir emsal oluşturacak. 2- Elgin Mermerleri'nin İngiltere'ye götürülmesinde atalarımızın büyük sorumluluğu var. Kısaca hatırlatalım.
İngiltere, 1798 sonunda "Lord Elgin" diye bilinen Thomas Bruce'ü İstanbul'a büyükelçi gönderdi. Bruce'ün bu görevde tek amacı vardı: İngiltere'ye paha biçilmez bir eser kazandırmak. Akropol'deki antik Yunan kalıntılarının alçı kopyalarını çıkarmaya dayalı bir proje hazırladı. Ancak Osmanlı, Akropol'e yabancıların girmesini yasaklamıştı. Bu yasağı aşmak için özel bir izin, hatta ferman gerekiyordu. Lord Elgin, Sadrazam Kör Yusuf Ziyaüddin Paşa'yı ikna etti. Bunda iki faktör etkili oldu: 1- 1801 Temmuz'unda Osmanlı'nın İngilizler'in yardımıyla Kahire'yi Fransızlar'dan geri alması. Bu zafere katkıları nedeniyle İngiltere'nin "Küçücük" bir isteğini geri çevirmek ayıp olurdu! 2- Lord Elgin'in Sadrazam'a yüklü maddi armağan, yani rüşvet vermesi.
Babıali'nin "Jest"iyle, Akropol'ün kapıları Elgin'e ardına kadar açıldı: Tüm eserlerin kopyasını çıkarabilecek, istediği yerde kazı yapabilecek, bulacağı eserleri götürebilecekti.

Dünyaya meydan okumak
İşte bu sayede Akropol'ün duvarlarındaki heykel kabartmalı mermerlerin yarısı 10 ay gibi kısa bir sürece Londra'ya taşındı. Mermerler ikiye bölünüyor, ön tarafı götürülüyor, arka tarafı -ağırlığı nedeniyleolduğu gibi bırakılıyordu.
Sonuç? İşte: Bugün tanrıça İris'in başı Londra'da, vücudu Atina'da. Poseidon'un göğsü Londra'da, sırtı Atina'da...
Zeus Sunağı da Bergama'dan Berlin'e öyle götürülmedi mi? Akropol'deki Elgin Mermerleri'nden 75 yıl sonra. 2'nci Abdülhamit döneminde. Sunağı süsleyen heykellerin başları gövdelerinden ayrılmış, daha sonra Berlin'de yeniden birleştirilmişti.
Poseidon'un, İris'in ve daha nice tanrı ve tanrıçanın hem vücut bütünlüklerini sağlamanın, hem de vatanlarına dönmelerinin zamanı çoktan geldi. Zeus Sunağı'nın 130 yıldır süren Anadolu hasretine son vermenin de.
Bizim bu konuda iki önerimiz var:
İlki: Türkiye ile Yunanistan'ın tarih yağmasına karşı işbirliğini güçlendirmek. Bu çerçevede Elgin Mermerleri ile Zeus Sunağı için yapılan veya yapılacak girişimleri, düzenlenecek kampanyaları, birbirine paralel ve birbirini tetikleyecek iki sürece dönüştürmek.
İkincisi: Yeni Akropol Müzesi'ni SABAH'a değerlendiren Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer'in sözleri bize ilham verdi. Şöyle diyor: "Müzede Elgin Mermerleri'nin yerlerinin boş bırakılması, dünyaya bir meydan okuma ve çalıntının adresini göstermektir. Bu, Türkiye için de bir ipucu olabilir."
Gelin, biz de dünyaya meydan okuyalım; Zeus Sunağı, Ksanthos'taki Likya Mezarı, Milet'in Agora Kapısı başta olmak üzere, yurtdışına kaçırılmış ne kadar eserimiz varsa, kopyalarını hazırlatıp özel bir müzede bir araya getirelim. Adını da "Utanç Müzesi" koyalım. Hem tarih yağmacılarının ayıplarını sürekli yüzlerine vuralım, hem de çalıntıların adreslerini belleklere ve vicdanlara kazıyalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA