Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Uzayan gölgeler

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan önemli bir kitap çıktı: "Türkiye 1965-75". Yazarı: Bülent Ecevit.
200 sayfalık kitap, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in 1976 yılı bütçesiyle ilgili olarak Meclis'te yaptığı konuşmadan oluşuyor.
Ecevit'in o konuşmasının önemi, sadece siyasi tarihimizin ya da çok partili demokratik dönemin en güzel, en kapsamlı bütçe eleştirilerinden biri olmasından kaynaklanmıyor, ayrıca tarihe de ışık tutuyor.
Önce o dönemi kısaca hatırlatalım: Ecevit liderliğindeki CHP, 1973 seçimlerinden, 1950'den bu yana ilk kez birinci parti çıktı. 14 Ekim 1973'te yapılan o seçimlerde bir ilk daha yaşandı: Necmettin Erbakan liderliğindeki Milli Selamet Partisi (MSP), Meclis'te üçüncü büyük gruba sahip oldu. Uzun pazarlıklardan sonra CHPMSP koalisyonu kuruldu. "Tarihi uzlaşma" diye nitelenen o hükümet Kıbrıs Barış Harekâtı'nı gerçekleştirdi ama hemen sonrasında dağıldı. Sadi Irmak'ın güvenoyu alamayan partilerüstü hükümetiyle geçen 4.5 aylık boşluktan sonra Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel'in başbakanlığında dört partili (AP, MSP, MHP ve Cumhuriyetçi Güven Partisi) koalisyon işbaşına geldi. Ecevit işte muhteşem konuşmasında tarihe "Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti" diye geçen o koalisyonun ilk yılını değerlendirdi. Eğitimden sosyal politikalara, Avrupa Ekonomik Topluluğu'yla ilişkilerden dış politikaya, tarımdan -elbette- ekonominin durumuna kadar.

1970'lerin ortasında Türkiye

Ancak konuşmanın en önemli bölümünü en sona sakladı. Ecevit'in "Siyasal bunalım, çok şükür, henüz bir rejim bunalımına dönüşmedi; inşallah dönüşmeyecek de..." diye başladığı bu bölümden birkaç paragraf aktaralım:
" Ama ciddi olarak siyasal bunalım var ve gitgide ağırlaşıyor. Bunun belirtileri ortada... Türkiye'de can güvenliği kalmadı. Üniversiteli gençler için kalmadı; liseli, ortaokullu çocuklar için kalmadı; fabrikada işçi için kalmadı; yurtta yatan öğrenci için kalmadı. Sahte komandolar sokaklarda makineli tüfeklerle gençleri tararken, yavrusuyla tesadüfen o sokaktan geçen ana için, o ananın kucağındaki çocuk için can güvenliği kalmadı ülkemizde. Ayrı mezhepten yurttaşlarımızın yan yana yaşadığı yörelerde can güvenliği kalmadı. Çıkarılan olaylar için, özellikle o yöreler seçilmekte..."
"Şiddet eylemleri yüzünden veya şiddet eylemlerini bahane gibi, gerekçe gibi kullanarak, demokratik rejimi değiştirmek, aslında şiddete boyun eğmektir; şiddeti başarılı kılmaktır, şiddete hak etmediği, layık olmadığı bir zaferi kazandırmaktır." "Türkiye'de solu şiddet eylemine itmek için kışkırtıcı ajanlar kullanıldığını ben yıllarca söyledim. Sonunda sıkıyönetim mahkemeleri bunu kanıtları ile, belgeleri ile doğruladı. Onu bırakın, şimdilerde, son bir yıl içinde, yer yer duvarlara orak-çekiç resmi çizenlerin kimler olduğu belli. Bunlardan bazısı suçüstü yakalandılar. MHP'li, Ülkü Ocaklı gençler. Geçen gün MHP İzmir il binasının merdiven altında orak-çekiçli broşürler bulundu."
" Bunların olup bittiği bir ülkede banka soygunlarını gerçekte kimler yapıyor veya yaptırıyor; bir cenaze almak için üniversiteye giden gençlerin arasında birdenbire belirip havaya iki el ateş açan, polisle gençleri birbirine düşürdükten sonra yok oluveren kimseler solcu mudur, sağcı mıdır, değil midir? Çünkü bir kez devlet kışkırtıcı ajan kullanmaya başladı mı, kendisi de bu işin içinden çıkamaz.
" NATO üyesi ülkelerde yuvalanan "Gladio" gizli servisi ya da yeraltı örgütünün, 1990'ların başında İtalya'da ortaya çıkarıldığı söylenir. Dönemin Başbakanı Giulio Andreotti'nin 3 Ağustos 1990'da Senato'da "Evet, NATO üyelerinde Sovyet işgali halinde cephe gerisinde direnişi örgütleyecek gizli yapılar kuruldu" itirafıyla.
Oysa Ecevit'in 1976 başındaki bu konuşması, İtalya'dan 14 yıl önce "Türkiye'yi karıştıran bir gizli güç"le ilgili mesajlar veriyor. O örgütün adını da 1974'te kamuoyuna duyurmuştu zaten: "Kontrgerilla".
Evet, Türkiye, Gladio'nun varlığını -el yordamıyla da olsa- ilk belirleyen ama ne yazık ki tasfiyede en sona kalan ülke oldu.
Ecevit'in 1976 yılı bütçe konuşması bir günde özetlenemeyecek kadar önemli. Yarın devam edeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA