Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Başka çare yok

Bir süre sonra artık sizin ne dediğinizin önemi kalmaz. Haklı olup olmamanız da sonucu değiştirmez.
Sözgelimi, "sürüler halinde" göçten bahsediliyorsa, bu göçü mahkum edecek retorik işe yaramaz.
"Bu kita burda niye okuyorsun lan kitapsız" yollu ifadelerle kitap okumanın bile yasaklandığı 12 Eylül 1980 darbesi sonrası bu ülkeyi sürüler halinde terk etmediniz...
Adı lazım değil bir generalin, "bu ülkeyi biz 10 milyon devraldık" diyerek tarihte misli görülmemiş bir "kıyımı" ihsas ettiği 28 Şubat sürecinde sürüler halinde çekip gitmediniz...
Hiç kimsenin ekonomik olarak önünü göremediği o yazar kasa fırlatılan dönemde sürüler halinde kaçmadınız...
Demirtaş'ın sokak çağrısıyla 53 kişinin hayatını kaybettiği 6-8 Ekim'de "iç savaş çıkıyor" paniğiyle sürüler halinde vatanı terk etmediniz...
Peki şimdi ne oldu da sürüler halinde gidiyorsunuz?
Bütün bunları sorabiliriz.
Bununla da kalmayıp, Akşam gazetesinden Kurtuluş Tayiz arkadaşımızdan mülhem şöyle bir soru ortaya atabiliriz:
Varlıklarınızı tehlikede gördüğünüz için mi gidiyorsunuz yoksa bağlı olduğunuz küresel sermaye ağının dayatması / baskısı sonucu mu bu kararı aldınız?
Hatta...
Evren'in 12 Eylül darbesi döneminde veya 28 Şubat sürecinde "bizim çocuklar başardı" denildiği için sürüler halinde kaldınız.
Fakat, "bizim çocukların darbesini kırıp ellerine verdiler" halinin ifadesi olan 15 Temmuz direnişi gerçekleşince sürüler halinde çekip gidiyorsunuz, diyebiliriz.
Lakin, çekip giden herkesi bu kategoriye sokmak ne kadar doğru?
Hoş doğru olsa da ne faydası var? Öfkemizin ifadesi olmaktan başka.
Hayır yani ne olacak, mahcup olup sürüler halinde veya münferiden geri mi dönecekler?
"Defolup gitsin hainler" mi dediniz?!
Beyin göçüne ne diyeceksiniz peki?
"Onlar da defolsunlar; vatan savaşı verdiğimiz bu dönemde maişet derdine düşüp üç kuruş daha fazla kazanmak için beyinlerini satanların beyinleriyle zaten işimiz olmaz" mı diyeceksiniz?
Peki, "Türkiye'ye yatırım yapmayın" diyen ana muhalefet partisini ne yapacaksınız?
Efendim?
Ya ana muhalefet partisinin zehirlediği sosyoloji ne olacak?
Milyonlarca insanı yok mu sayacaksınız?..
Herkese sevgiyle dokunacak, nefret ettirmeyecek, sevdireceksiniz. Liderimiz nasılsa oy alıyor diye yan gelip yatmayacak, nobranlığınızdan vazgeçecek, kibrinizi ayaklar altına alacaksınız.
FETÖ'nün yani gladyonun harici ve dahili algı operatörleri 2011'den beri toplumun her katmanına fasılasız nefret yerleştiriyor.
Bu nefrete karşı ancak sevgiyle karşı koyabilirsiniz.
Nefrete karşı sevgiyle durmak zordur, biliyorum. Ama yerleşik algıyı yıkmak için başka da çare yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA